8. Hukuk Dairesi 2010/90 E. , 2010/2816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
...ile Hazine, ... ve Kalecik Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.10.2009 gün ve 694/427 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ..., 16.01.2003 tarihli dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı toplam 55658 m2’lik çimen niteliğinde ve biçilen taşınmazın babasından intikal ettiğini, mirasçıları arasında yapılan paylaşım sonucu kendisine düştüğünü, 20 yılı aşkın bir süreden beri zilyet olduklarını, kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak bırakıldığını, birleştirilen 2006/380 Esas sayılı dosyayla aynı şekilde mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 30 dönüm taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakıldığını, aynı şekilde kendisine intikal ettiğini belirterek her iki parça taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine ve dahili davalı ... vekilleri, uyuşmazlık konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını, bu nedenle açılan davaların reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalı ... Kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi ...’in dosyaya sunduğu 06.02.2009 tarihli krokisinde; Hazine adına kayıtlı 1626 sayılı parsel içerisinde A harfiyle gösterilen 48272,70 m2’lik yer bakımından Hazinenin tapu kaydının iptaline, bu yer ile aynı bilirkişinin 22.06.2007 tarihli rapor ve krokisinde belirlenen 19271,49 m2 yüzölçümlü yer bakımından davanın kabulüne her iki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil ile tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iki parça taşınmaz açısından davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı 16.01.2003 tarihli dilekçesiyle tescilini istediği 55688 m2’lik yer yargılama sırasında 01.03.2005 tarihinde 1626 parsel numarasıyla ve ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya bağlanmıştır. Bu taşınmaz bakımından tescil davası; Hazine adına tapunun oluşması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına dönüşmüştür. Diğer parça taşınmaz için herhangi bir tapu kaydı oluşmamıştır. Az yukarıda da açıklandığı gibi, tescili istenen taşınmazların belirlenen miktarlarının toplamı 67544,19 m2’dir. 1978 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazlar 766 sayılı Tapulama Kanununun 2.maddesi gereğince tespit dışı bırakılmışlardır. 2005 yılında Hazine adına tapu oluşturulan taşınmazın ham toprak niteliğinde olduğu saptanmıştır. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde her iki taşınmazın nitelikleri konusunda duraksama hasıl olmuştur. Tapulu olmayan yer üzerinde enerji nakil hattı geçirilmiş, enerji nakil hattı ve pilon yerleri için kamulaştırmanın yapılıp yapılmadığı sorulmamış, yapılmış ise buna ilişkin belgeler de getirtilerek dosya arasına konulmamıştır.
Bu bakımdan mahkemece yapılacak iş: tesciline karar verilen her iki taşınmaz yönünden davaların açıldığı 26.01.2003 ve 08.05.2006 tarihlerinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait 1980 ve 1986 yılları arasında iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile taşınmazların bulunduğu yöreye ilişkin topoğrafik harita getirtilerek yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre her iki taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı ya da ne durumda bulunduklarının belirlenmesi, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, tüm bu konulara ilişkin taşınmazların gerçek niteliğini belirleyen gerekçeli ve denetime açık uzman bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir.
Öte yandan, Dairenin 17.04.2006 tarih 2006/1674 Esas ve 2006/2606 karar sayılı bozma ilamında; Dairece hava fotoğraflarına değinilmemiş ise de her iki taşınmazla ilgili dava TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan davalar olup, bu tür davalar nitelikleri gereği kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, kendiliğinden araştırma ve inceleme prensibine tabidirler. Somut olguda, kamu düzeni söz konusu bulunduğundan uyulan bozma ilamı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğurmaz. Bu nedenle hava fotoğrafları ve diğer eksiklikler yönünden araştırma ve inceleme yapmaya engel bir durum söz konusu değildir.
Bundan ayrı, teknik bilirkişi ...’e ait 26.02.2007 tarihli 19271,49 m2 yüzölçümlü taşınmazla ilgili rapor ve kroki eklenmek suretiyle çifte tapunun önlenmesi açısından dava konusu yerin tapuda kayıtlı olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, aynı taşınmaz üzerinde enerji nakil hattı geçtiği gözetilerek rapor ve kroki eklenmek suretiyle ilgili kurumdan sözü edilen taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, irtifak hakkı kurulup kurulmadığı, pilon yerleri için kamulaştırmanın yapılıp yapılmadığı konularının sorulması, kamulaştırma veya irtifak hakkı söz konusu ise buna ilişkin kamulaştırma belgeleri getirtilerek dosya arasına konulması, aynı uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, kendisinden aynı şekilde rapor alınması, böyle bir durumda TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca kamulaştırmayı yapan kuruma davanın yöneltilmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması, katıldıkları takdirde delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA 27.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.