8. Hukuk Dairesi 2010/91 E. , 2010/2815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil İstemli
Murat ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.06.2009 gün ve 52/376 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı 750-800 m2 yüzölçümlü taşınmazın vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini, kadim kültür arazisi olduğunu, ... kızı 1934 doğumlu ...ve murislerinden intikal ettiğini, mirasçılar arasında yapılan paylaşım sonucu dava konusu yerin ...’a düştüğünü, 5-6 ay önce vekil edeni tarafından Muhammet’ten satın aldığını açıklayarak dava konusu yerin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Türkerler Belediye Başkanlığına yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi Nilgün Uzuner’in 24.03.2008 günlü rapor ve krokisinde A harfiyle işaretlenen 808,55 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Teknik bilirkişi Nilgün Uzuner’in 24.03.2009 günlü raporunun kapsamı ile dosyadaki bilgilerden taşınmazın doğusunda ormanın yer aldığı gözönünde bulundurularak dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastro çalışmalarının yapılıp yapılmadığının Orman İdaresinden sorulması, yapılmış ise, orman kadastrosuna ait kesinleşmiş harita ve belgeler ile tutanakların getirtilerek dosya arasına konulması, uzman bilirkişi orman mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte zemine uygulanması, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları içerisinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, şayet dava konusu yerin bulunduğu yörede orman kadastro çalışmaları yapılmamış ise bu takdirde gizli memleket haritası, orman amenejman haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi aynı uzman bilirkişi orman mühendisi aracılığıyla bu kayıt ve belgelerin keşifte uygulanması, dava konusu yerin 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi uyarınca orman veya orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığı yönünde gerekçeli denetime açık rapor alınması gerekmektedir.
Bundan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince davacı açısından miktar araştırması yapılmış ise de, satın alma tarihinden dava tarihine kadar davacının 20 yıllık bağımsız zilyetliği bulunmadığından satıcı ... açısından da 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince miktar araştırması yapılması zorunludur. Bu bakımdan ...’ın belgesizden taşınmaz edinip edinmediği konusunun Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarının ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde açıklanan miktar sınırlamaları açısından gözönünde tutulması, davacının aynı çalışma alanı içinde en fazla kuru toprakta alacağı miktarın 100 dönüm, sulu toprakta edinebileceği miktarın ise 40 dönüm olduğunun gözetilmesi, çifte tapunun önlenmesi açısından teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin tapuda kayıtlı olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, dava konusu yerin kuzeyinde ....Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve pafta üzerinde yazılı 2004/427 Esas sayılı dava dosyasının mahkemesinden getirtilerek krokisinin keşifte teknik bilirkişiler aracılığıyla uygulanması, dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.