11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/8053 Karar No: 2017/6598 Karar Tarihi: 11.10.2017
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/8053 Esas 2017/6598 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmünde Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olduğuna karar verdi. Toplanan deliller doğrultusunda sanığın suçu sübut buldu ve cezası verildi. Ancak sanığın dolandırıcılık suçundan beraat kararı bozuldu. Çünkü suça konu senetlerin önceden doğan borç nedeniyle verilip verilmediği araştırılmamıştı. Bu nedenle kanun maddesi gereği karar bozuldu. Kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi, 1412 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 5320 sayılı Kanun, 321. madde.
11. Ceza Dairesi 2015/8053 E. , 2017/6598 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, dolandırıcılık suçundan beraat
1)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2)Sanık hakkında dolandırıcılık suçuna ilişkin kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde, Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle; katılan...... Ltd. Şti. vekilinin 21.03.2013 tarihli şikayet dilekçesinde müvekkilinin suça konu sahte senetleri teslim aldıktan sonra sanığa talep etmiş olduğu malzemeleri teslim ettiği beyanı karşısında; sanığın aşamalardaki beyanında suça konu senetleri almış olduğu mallardan doğan borcuna yönelik cirolayıp katılana verdiğini beyan ettiği bu ifadelerin senetlerin önceden doğan borca karşılık verilip verilmediği hususunda çelişkiler barındırdığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından suça konu senetlerin önceden doğan borç nedeni ile verilip verilmediği araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.