3. Hukuk Dairesi 2013/20802 E. , 2014/5504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SELÇUK ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2013
NUMARASI : 2012/232-2013/197
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evli olduklarını, davalı kocanın yaklaşık dört aydır müşterek haneye gelmediğini, evin ortak giderlerini karşılamadığını, eşine ve çocuğuna bakmadığını belirterek; müvekkili ve müvekkilinin yanında bulunan müşterek çocuk için ayrı ayrı 1.000,00 er TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı koca duruşmadaki beyanında; aylık 2.500,00 TL geliri bulunduğunu, aylık 1.600,00 TL kredi ödediğini, talep edilen nafaka miktarını ödemesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davalı kocanın haklı bir sebep olmaksızın müşterek evi terk ettiğinin davacı eş tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; tedbir nafakası istemine ilişkindir.
4721 sayılı TMK"nın 195.maddesinde, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Somut olayda, davalı kocanın müşterek konutu terk ederek ayrı evde yaşadığı, eşine ve çocuğuna bakmadığı, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Duruşmaya katılan davalı koca, müşterek konutu terk etme nedenine dair herhangi bir açıklama yapmamış, sadece talep edilen nafakayı ödeme gücünün bulunmadığını ifade etmiştir.
Davalı koca eşlerin bir arada yaşama yükümlülüğünü ihlal ederek ortak konutu terk ettiği için davacı eşine ve davacının yanında kalan müşterek çocuğuna nafaka ödemelidir.
Dosya kapsamından; davacı kadının yufkacıda çalıştığı, bu işten aylık 500,00 TL kazandığı, başkaca bir gelirinin bulunmadığı, davalı kocanın itfaiye eri olup, aylık gelirinin 2.300,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının çalışması davacı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesine engel değildir.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın eşlerin birlikte yaşaması kuralını haklı bir gerekçe olmaksızın ihlal ettiği, birlik görevlerini ifa etmediği, müşterek konutu terk ederek başka bir evde yaşadığı göz önünde bulundurularak, davacı eşin geçimi için gerekli, davalı kocanın geliri ile orantılı olacak şekilde davacı eş lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle istemin tümüyle reddi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan dosyadaki bilgi ve belgelerden, müşterek çocuğun davacı yanında kaldığı anlaşılmaktadır. TMK"nın 327/1 maddesi gereğince, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK.md.328/1) Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK.md.329/1).
Açıklanan bu duruma göre, davacı annenin yanında kalan 1998 doğumlu, öğrenci çocuk lehine, çocuğun ihtiyaçlarıyla ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.