Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2008/4-263
Karar No: 2008/262

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/4-263 Esas 2008/262 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2008/4-263 E.  ,  2008/262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 23/11/2007
    NUMARASI : 2007/295-2007/307

    Taraflar arasındaki  “manevi tazminat ”  davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. Asliye Hukuk    Mahkemesi’nce  davanın reddine  dair verilen 17.06.2004   gün ve 2001/714  E,- 2004/185  K.  sayılı kararın incelenmesi  davacı vekili     tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 1.11.2005  gün ve 2004/13256 E. 2005/11678 K.  sayılı ilamiyle; (...Davacı, yapılan yayının hukuka aykırı olması nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı savı ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalılar yayının, Basın Yasasının tanıdığı sınırlar dışına  çıkılmadan, özle biçim arasındaki denge korunarak verildiğini bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarının saldırıya uğradığı savına dayanmaktadır.Diğer bir anlatımla dava, yapılan yayında yer alan açıklamaların kişilik değerlerine saldırı içerdiği ve böylece hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
    Böyle bir uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerden farklı bir yöntemin izlenmesi ve ayrı öçlüklerin koşul olarak aranması gerekmektedir.
    Bunun nedeni, Anayasanın 28.maddesindeki basının özgür olduğu güvencesine ve bu ilkeyi güçlendiren 5680 sayılı Basın Yasasının 1.maddesindeki düzenlemedir.Bu düzenlemede basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir.Basına  sağlanan güvencenin nedeni; toplumun sağlıklı, mutlu ve güven içinde yaşayabilmesi içindir. Bunun için de kişinin dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır.Diğer bir anlatımla basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme,  aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğuna sahiptir.Bunun içindir ki basının yayın yaparken yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır.İşte bu farklılık ve ayrık durum gözetilerek yapılan yayının hukuka aykırılık veya uygunluk sınırı belirlenmelidir.Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğu kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.İşte basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Ne varki  basının bu ayrıcalık taşıyan konumu ve özgürlüğü, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir.Bundan dolayıdır ki, yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi ve gerek Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünde yer alan ve gerekse  MK.nun 24 ve 25.maddesinde ve yine özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluk ve gerekliliktir.
    Açıklanan bu yasal düzenlemelerden ve yargısal uygulamalardan da anlaşılacağı üzere, basının özgürlüğü ile kişilerin kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği, diğer bir anlatımla, hukuk düzenince koruma altına alınan yararların birbirine karşı çatışma içinde bulundukları biçiminde bir görünümün var olduğu kanısı uyanmaktadır.
     Halbuki hukuk düzeninin, çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez.Aksi halde hukukun kendisi, kendi kuralları ile çatışmış olur.Aslında, yapılan  düzenleme, hukukun diğer temel kavramları ile birlikte incelendiğinde, iki yararın aynı anda ve aynı olayda birbiri ile çatışmadıkları, somut olaydaki olgular itibariyle koruma altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği anlaşılacaktır.Bunun sonucunda da daha az üstün olan yarar, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, o olayda ve o an için hukuk düzenince korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir.
    Bunun için temel ölçüt, kamu yararıdır.Diğer bir anlatımla yayın, salt toplumun yararı gözetilerek yapılmalıdır.toplumun çıkarı dışında  hiçbir kişisel çıkar, gerçeklerin yanlış olarak sunulmasına neden olmamalıdır.Haber olduğu biçimi ile verilmeli ve kişisel katkı yer almamalıdır.Gerek yazılı ve gerekse görsel basının bu işlevini yerine getirirken,özellikle yayının gerçek olmasını, yayında kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını konunun güncelliğini ve haber verilirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır.Bu ilke ve kurallar gözetilmeden yapılan yayın hukuka aykırılığı oluşturur ve böylece kişilik hakları saldırıya uğramış olur.aksi bir yayının ise, gerek Anayasa ve Basın Yasası ve gerekse basının genel işlevi karşısında hukuka uygun olduğu, kişilik değerlerine saldırı teşkil etmediği kabul edilmelidir.
    Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır.O an için o olay veya konu ile ilgili olan, görünen bilinen her şeyi araştırmak, incelemek ve olayları olduğu biçimi ile yayınlamalıdır.Bu işlevi ile gerek yazılı gerekse görsel basın, somut gerçeği değil, o anda belirlenen ve var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olguları yayınlamalıdır.O anda ve görünürde var olup da sonradan, gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Dava konusu yapılan davalı E..Ç..’ın on ayrı köşe yazısının konusu davacının yazdığı “Mehmedin kitabı” adlı kitabın  ve davacının eleştirilmesini içermekte olup, köşe yazıları bütünlük arzetmektedir.
    Yayınlar bütünlük için incelendiğinde, “N...M..,kendisine ödenen bu 59 bin doların vergisini mutlaka vermiştir.Ama daha da önemli olan bu parayı niçin aldığı, Amerika  ile bu konuda nasıl bir pazarlık yaptığı….” “….isimsiz kişileri istediğin gibi konuştur anlattır! Ya da onların ağzından (!) kendi yaz, 59 bin doları cebe at” “yabancılara parayla iş yapmanın, para peşin kırmızı meşin kitap hazırlamanın tadına varan eski solcular,görevlerini iyi yapıyor! İlkeler, inançlar falan geçmişte kalmış” “… ....reklamı yapılan 59 bin dolarlık, kitaba dönelim…” “… N..H..! Vurun Türkiye’ye siz de solculuk ve .... adına vurun, yeterki paraların sizin gibilere oluk gibi aksın! Amerika ve Avrupa  Birliğinden pompalanan dövizleri iyi günlerde, içinize sindire sindire harcayın!”  “Türkiye’de artık sağ-sol, dinci-laik gibi ayırımlar kalkıyor.Temel ayırım  namuslularla namussuzlar, onurlularla onursuzlar arasında… Aramızdaki namussuz ve onursuz takımını sağcı, solcu, dinci,laik her kesimde  görüyoruz. Malı hep birlikte götürüyorlar, her konuda zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkmayı biliyorlar.Türkiye’nin kanını emiyorlar…” “Kitapta ....yüceltiliyor,Türk  ordusuna ve askerine inanılmaz hakaretler yağdırılıyor” “N...M... ve benzerleri okyanusta bir damladır. Amerika ve Avrupa onlara para uzatır kullanır…” “…N...sitesinde yalana başvurup…” “…Bu ikilinin E...’in deyimiyle döneklerin…” “mater Amerika’dan, Türk ordusunu ve askerini aşağılayan kitap yazmak için 59 bin dolar (yaklaşık 76 milyar lira) peşin  para alıyor…” biçiminde nitelemelere yer verildiği görülmektedir.
    Davaya konu yayınların açıklanan içerikleri ve yukarıda belirtilen ilkeler birlikte değerlendirildiği öz ile biçim arasındaki dengenin korumadığı ve davacının kişilik haklarına saldırıldığının kabulü gerekir.Yerel mahkemece olaya uygun miktarda manevi tazminata karar vermek gerekirken, davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN  : Davacı vekili
      HUKUK GENEL KURULU KARARI 
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı N.. M.. vekili, davalılardan yazar E..Ç..’ın, Hürriyet Gazetesinde on gün süre ile davalı ile ilgili olarak yazdığı yazılar nedeniyle davacıyı kamuoyu önünde küçük düşürdüğünü; halka hedef gösterdiğini, ....yanlısı olmakla, Türk Askeri ve Türk Ordusunu aşağılamakla ve CIA bağlantılı bir vakıftan para almakla suçlayarak yıprattığını, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek, her bir yayın için 2.000.000.000 TL. olmak üzere toplam 20.000.000.000 TL.nın hüküm altına alınmasına, hüküm özetinin iki gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 
    Davalılar Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık AŞ.’yi temsilen Doğan Yayın Holding A.Ş. adına A..D.., Sorumlu Yazı İşleri Müdürü H..K..ve Yazar E..Ç..vekili, davacının kitabında .....Propogandası yaptığını ileri süren tek gazetecinin davalı E...Ç....olmadığını, başka bir çok gazetecinin aynı nitelikte yazılar yazdıklarını, haberin gerçek olduğunu, yazarın basın özgürlüğü kapsamı içinde eleştiri hakkını kullandığını; gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık unsurlarının dava konusu yazılarda yer aldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini  cevaben bildirmiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine ; Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
    Dosyada yer alan dava konusu yayınlar bir bütün olarak incelendiğinde davacı tarafından yazılan kitap için davalı yazar aşağıda yer alan sözlerle eleştirilerde bulunmuştur;
    (…“Bütün askerler pişmandı,  hepsi korkaktı ! Güneydoğuda bir vahşete tanık olmuşlar, masum PKK’lıları öldürmüşlerdi ! Hepsi lanet ediyordu ! Böyle bir rezalet olamazdı ! Türk ordusu gaddardı, açmasızdı ve onları kullanmıştı !
    Bütün askerlerimiz hasta olmuş, ruh sağılını yitirmişti !
    Kitap “ustaca” düzenlenmişti ve ustaca PKK propogandası yapılıyordu ! Eğer bilinçsiz, hain, ya da o  tarafa eyimli biriyseniz, okuyup bitirdiğinizde “Helal olsun ....’ya. ...haklıymış. Az bile yapmış” derdiniz.
    …………………………………
    Amerika’da Mac Arthur Foundation isimli bir vakıf var CIA ile bağlantılı- Vakfın 1997 yılı para bağışları listesinde bir isim yer alıyor : “N...M..., İstanbul,  Türkiye 59 bin dolar ilan edilmemiş bir savaştan tanıklıklar; Askerin, ....ile Türk Mücadelesinde İfadeleri kitabı için.” Evet, kitabın yazarı N... M.., 2 yıl öncesinden Amerika’dan para alıyor ! 59 bin yeşil ABD Doları.
    Bugünkü değeriyle yaklaşık 80 milyar Türkiş lira peki ama Amerika bu işle niçin böylesine ilgilenip yazara peşin para ödüyor ?
    Biri kitap yazacak, Türk ordusunu küçültecek, yapılan mücadeleyi yerden yere vuracak, ....yı haklı çıkaracak, “dost ve müttefik” Amerika ise bu kitap için kesenin ağzını açıp peşin para verecek !
    ……………………….
    Bu nasıl iştir sevgili okuyucularım, siz bir kitap hazırlayacaksınız, bu kitapta ismi cismi belli olmayan, saklanan, gizlenen birilerini güya konuşturup Türk Ordusuna çamur atacaksınız, .....yı yücelteceksiniz ve bir yabancı vakıf, size para peşin kırmızı meşin 59 bin doları bu iş için önceden verecek !
    ………………………..
    Şimdi bir parantez açıp başka bir konuya geçelim. N..M..-E.. K.. işbirliği sadece 59 bin dolarlık “Mehmet’in Kitabı”nda değil, başka alanlarda da sürüyor, işin içinde ayrıca bizim meşhur “insan hakları” takımı da var !
    Bu ikili BIA isimli bir internet sitesi kurdular… ve Türkiye’ye beş kuruş koklatmayan Avrupa Birliği, bunlara tam 770 bin euro (yaklaşık 670 bin dolar – 800 milyar lira) para verdi….
    “Eşsiz doğa, bol içki. uyuşturucu bile  var. Hatta doktorlar, bağımlılara hap veriyor. ....lılar uyuşturucu kullanmıyor.”
    Yani o dağlarda kavga veren Türk askeri içkici, uyuşturucu bağımlısı !
    …………………..
    ....ile mücadele eden Türk askeri korkak, rezil, uyuşturucu bağımlısı, aç, sefil, perişan, avantacı ! Komutanlar rüşvet alıyor ! Fakat kitapta konuşturduğunu iddia ettiği askerlerden hiçbiri ortada yok. İsimleri belli değil. Uydurma değilse, N.... bunu kanıtlamak zorunda.
    ………………….
    CİA ile ilişkili bir ABD Vakfından aldığı 59 bin dolar karşılığında ısmarlama kitap yazan N.. M...ile Avrupa  Birliği’nden 770 bin euro alarak internet sitesi kuran E..K...yü (ve N....yi) solcu, Marksit şeklinde tanıtmanız acaba gerçeği yansıtıyor mu? Bu sol’a ve Marksizm’e haksızlık etmek değil midir?
    Eskiden sokaklarda Kahrolsun Amerika diye bağırıp ABD emperyalizmini kınarlardı. Şimdi en hızlı solcular ABD ve Avrupa’dan besleniyorlar diyorsunuz. Bu satırlarda “solculuk”  değil “döneklik” tarif edilmektedir….)
    Davada, yapılan yayınların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
    Anayasa’nın 28.maddesi ve 5680 sayılı Basın, Kanunu’nun 1.maddesi basın özgürlüğünü içermektedir.
    Basın özgürlüğü ile kişilik hakları karşı karşıya geldiğinde, somut olaydaki olgular itibarıyla, koruma altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerekir.
    Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Yayın, yalnızca toplumun yararı gözetilerek yapılmalıdır. Ayrıca basın, objektif sınırlar içinde yayın yapmalıdır. Yayın gerçek olmalı, toplumsal ilgi, güncellik gözetilmeli, özle biçim arasındaki denge korunmalıdır.
    Yayınlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel bir haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkacağından basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Somut olayda iddia, savunma, dava konusu edilen yazılar incelendiğinde uyuşmazlık, davacının yazdığı “Mehmet’in kitabı” adlı yayının kamuoyuna duyurulması sırasında, davalı yazar tarafından eleştiri sınırlarının aşılıp, aşılmadığı; davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulup bulunulmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davalı yazar köşe yazılarında kitabı kamuoyuna duyururken, kamuoyunu aydınlatırken, içeriğini eleştirmiş, eleştirilerini çarpıcı sözlerle ifade etmiştir. Davacı kitabın yazarı olduğuna göre, kitapta anlatılanların basın tarafından yorumlanması, bu bağlamda karşı görüşlerin belirtilmesi, eleştiri sınırlarının aşılmadığını göstermektedir. Yayın yukarda açıklandığı gibi gerçektir günceldir. Yayında özle biçim arasında denge kurulmuş ve korunmuştur. Yayının yapılmasında ve toplumun bilgilendirilmesinde kamu yararı vardır. Burada hukuka aykırılıktan söz etmek mümkün değildir.  Tüm bu hususlar gözetildiğinde, dava konusu yayınların, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, 19.03. 2008 gününde  oyçokluğu  ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi