12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/23221 Karar No: 2011/3568
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/23221 Esas 2011/3568 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/23221 E. , 2011/3568 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sincan İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/07/2009 NUMARASI : 2009/353-2009/405
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi ve Tebligat Tüzüğünün 46,47,48. ve 50. maddelerinde açıklandığı gibi, ilanen tebliğ, ancak adresi meçhul olanlara yapılır. Bir şahsın adresinin meçhul sayılabilmesi için Tebligat Kanunu’nun ve Tüzüğün ilgili hükümlerine göre tebliğ imkansızlığının anlaşılması, 13. maddeye göre yapılan soruşturmaya rağmen “ikametgahının, meskeninin veya işyerinin” bulunmaması lazımdır. Muhatabın adresinin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından, mahalle veya köy muhtarına tebliğ mazbatasına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran mercii lüzum görürse, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese veya dairelerden zabıta marifetiyle tahkik ve tespit ettirebilir. İlanen tebligat başvurulacak son çaredir. Belirtilen inceleme ve soruşturmayı kapsamayan adres araştırması ile yetinilerek adresin meçhul olduğunun kabulü ve sonuçta tebligatın ilanen yapılması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır. Somut olayda Sincan 5. İcra Müdürlüğünün 2007/2246 Tal. sayılı dosyasında borçlu E. P.’a satış ilanının ilanen tebliğ edildiği, esas takip dosyası olan Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2007/1878 E. sayılı takip dosyasında örnek 4-5 numaralı icra emrinin borçluya tebliğ edilememesi üzerine, borçlu adına çıkartılan tüm tebligatların ilanen tebliği yoluna gidildiği anlaşılmış ise de, takip konusu ilam olan Ankara 4. Aile Mahkemesi’nin 04.12.2007 tarih ve 2007/1003 E. 2007/1223 K. sayılı dosyasının incelenmesinde, borçlu vekilinin dosyaya ibraz ettiği 21.07.2003 tarihli dilekçede, borçlunun adresinin “.................. olduğu bildirilmiş olmakla, borçluya ulaşılabilecek adreslerin mevcut olduğu görülmektedir. Tebligat Kanunu"nun 10.maddesinde yer alan "Tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı" hükmü nazara alınmaksızın borçluya yapılan ilanen tebligat işlemlerinde isabet bulunmamaktadır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu durumda mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.