16. Hukuk Dairesi 2015/9180 E. , 2017/3846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu... Mandıra Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 25 parsel sayılı 1.130,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2"şer paylarla davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 101 ada 25 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın babasından kendisine kaldığı, vefat edene kadar abisi ... tarafından kullanıldığı, o öldükten sonra Nevzat’ın eşi Fatma’dan çekişmeli taşınmazı satın aldığı ve zilyetliğin de kendisine teslim edildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahalli bilirkişi ... ve davacı tanığı ...; çekişmeli taşınmazın “...” soy isimli kişiler tarafından kullandığını, bu yeri (davacının abisi) ..."ın ektiğini, ona ait olduğunu bildiğini, buranın ..."a da babasından kaldığını, ..."ın 10 yıl önce vefat ettiğini, o vefat ettikten sonra ..."ın burayı kullandığını, beyan etmişler; yine davacı tanığı...’ da taşınmazın “Alan” lara ait olduğu “...” larla ( yani davalı taraf) ile ilgisi olmadığını ifade etmiş, davalı tanıkları ise “...” soy isimli kişilerin yol olarak kullandıklarını beyan etmişlerdir. Sonuç olarak, taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanına göre çekişmeli taşınmazın “...” soy isimli kişilere ait olduğu ve ölünceye kadar .. isimli kişi tarafından ekilip biçildiği söylenmekte ise de davacı ...’a çekişmeli taşınmazın intikal şekli ve nedeni üzerinde durulmamış,... veya mirasçıları tarafından ...’a zilyetliğin devredilip devredilmediği sorulmamış, beyanlar arasında çelişki olmasına rağmen yöntemince giderilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği,...’ın taşınmazı ne zamandan beri ve ne surette kullandığı, davalı tanıklarının iddia ettiği gibi Baykal’lara ait olup yol olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarında somut olgu ve olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı,... tarafından kullanıldığının anlaşılması durumunda,... ya da mirasçıları tarafından zilyetliğin davacıya devredilip devredilmediği sorulup saptanmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, gerekirse tespit bilirkişileri 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi kapsamında tanık olarak dinlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Yazılı şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine,
30.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.