3. Hukuk Dairesi 2014/5995 E. , 2014/5481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2013/611-2014/111
Taraflar arasında görülen sebepsiz zenginleşme davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, Diyarbakır ili .. Mh. 56 pafta, 937 ada, 48 parsel sayılı taşınmazdaki gayrimenkulun 400 m2"si için 14/10/1987 tarihinde 76 no ile müvekkili lehine davalı hazine tarafından tapu tahsis belgesi verildiğini, Danıştay İdare Dava Daireleri Genel Kurulunun 1994/334-1995/715 E/K sayılı ilamı ile tapu tahsis belgesi ile ilgili şerhin 23/06/2003 tarih ve 2723 yevmiye ile resen terkinine karar verildiğini, müvekkilinin taşınmaz üzerine bina inşa ettiği, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının bu tahsise dayanarak müvekkili aleyhine Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2003/509 Esas sayılı dosyası ile Men"i Müdahale ve Kal davası açtığını, davanın kabulüne karar verildiğini, davalının iyi niyetle yaptığı yapının bedelinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiğini, yapılan temyizler sonucu kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, temyiz incelemesinden geçerek kararın kesinleştiğini, tapu tahsis belgesinde yer alan üzerinde iyi niyetle yapıldığı anlaşılan 9.000,00 TL yapı bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı, öncelikle davanın husumet ve zamanaşımı yönünden reddini, davaya konu olan taşınmaz ile ilgili verilen ve daha sonra iptal edilen tapu tahsis belgesinin amacının maddi durumu olmayan ve üzerinde gecekondusu bulunan vatandaşların mağdur edilmemesine yönelik olduğunu, davacının tapu tahsis belgesinin amacına aykırı bir şekilde taşınmaz üzerine ticari amaçlı kaçak yapı inşa ederek amacının dışına çıktığını, davacının tamamıyla kendi insiyatifi ile ve ticari amaç güderek yaptırmış olduğu yapının bedelini idareden talep etmesinin hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 31/03/2011 tarih 2010/808 Esas 2011/271 Karar sayılı ilamı ile davacının davasının kabulüne, 9.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen bu kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi"nin 28/02/2013 tarih 2013/1001 Esas 2013/3338 Karar sayılı ilamı ile davacının temyiz itirazlarıyla ilgili olarak men"i müdahale ve kal davasının kesinleştiği 01/06/2010 tarihi itibariyle davacının tapu tahsis belgesinde belirtilen ve iyi niyetli olarak yaptığı binaların yapı bedelinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gereğine işaret edilerek hüküm davacı lehine bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ıslah edilen miktarla birlikte 345.742,60 TL"nin davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında alınan hesap bilirkişisinin raporundan sonra davacı 02.01.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 9.000,00 TL den bilirkişi raporu doğrultusunda 345.762,60 TL"ye çıkartmış, mahkemece ıslah dilekçesinde yazılı miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, 04.02.1948 tarihli ve 1944/10-1948/3 sayılı İBK’na göre hükmün Yargıtay"ca bozulmasından sonraki safhada ıslah mümkün değildir. Bu nedenle, ıslah talebinin reddi gerekirken, mahkemece aksi düşüncelerle kararın Yargıtay"ca bozulmasından sonraki safhada yapılan ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.