Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2789 Esas 2017/7483 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2789
Karar No: 2017/7483
Karar Tarihi: 20.12.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2789 Esas 2017/7483 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/2789 E.  ,  2017/7483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/10/2015 tarih ve 2014/332-2015/644 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili müvekkili ile akaryakıt dağıtım şirketi olan davalı şirketin 2000 yılından 2007 yılına kadar ticari ilişki içerisinde olduklarını, müvekkili şirketin ... Ofisinden dağıtıcı olarak kendi bayilerine akaryakıt aldığını ve bunu bayileri vasıtasıyla sattığını, satın alınan akaryakıt bedellerinin davalı şirketin hesaplarına aktarıldığını, bu çerçevede dağıtıcı firma ve bayi arasındaki ilişkilerden kaynaklı olarak dağıtıcı firma olan ...nin müvekkili şirkete aralarındaki sözleşmenin gereği olarak intifa ivazı, peşin satış destek primi, inkişaf bedeli, peşin kira vb isimler altında prim ödemeleri yapmayı taahhüt ettiğini, ancak bu ödemelerin bir kısmını ödemediğini, cari hesap ilişkisi içerisinde müvekkili şirketin davalı şirkete banka havalelerini gönderdiği ve banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesi yolu ile ödemiş olduğu tutarların davalı şirkete ödemek zorunda olduğundan fazla bir tutara tekabül ettiğini, müvekkilinin davalıdan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL"nin tahakkuk etmiş olduğu tarihten itibaren %27 avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davacı ile müvekkilinin 2000"den 2007 yılına kadar ticari ilişki içinde olduğunu, davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan dayanağını açıklamadığı, miktarını belirtmediği bir alacağından söz etmekte olduğunu, öncelikle davacının dilekçesinde taleplerini açıklaması gerekmekte olduğunu, aksi halde ispat edilemeyen davanın reddi gerekeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, kendi lehine delil vasfını haiz bulunmadığı, 2007 yılından 2008 yılına devreden borç miktarının ticari defterlerindeki kayıtlarda yer almadığı, davalının incelenen ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun şekilde tutulduğu, HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfında bulunduğu, teminat mektuplarının paraya çevrilmesiyle borç alacak hesabının kapatıldığının, davalının TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olan ticari defterleri ile anlaşılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.