12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/4166 Karar No: 2011/3522
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/4166 Esas 2011/3522 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2011/4166 E. , 2011/3522 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 04/02/2010 NUMARASI : 2009/1047-2010/101
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili icra mahkemesine başvuru dilekçesinde diğer itirazları yanında ayrıca satış ilanının müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin tescilli ve ipotek senedinde yer alan adresinin ...Mah. ..Sok. No.. ../ ... olduğu halde bu adrese çıkartılan satış ilanı tebligatının müvekkili şirket ile ilgisi bulunmayan A. D. isimli bir kişinin beyanı ile ...Mah. Sürücü Kursu arkası ......Fabrikasında bulunan ve müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi bulunmayan M.A. isimli şahsa tebliğ edildiğini, anılan adresin ve anılan şahısların müvekkili şirket ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin usulsüz yapılan tebligat sebebiyle satıştan, satış günü haberdar olduğunu iddia ederek ihalenin feshini istemiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun"un 13. maddesine göre de tebligat yapılacak bu kişiler herhangi bir nedenle mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulunmadıkları veya o sırada bizzat evrakı alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesinde de selahiyetli kişilerin bulunup bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzumu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda borçlu şirket hakkındaki satış ilanı tebligatı, yetkili olduğunu beyan eden M. A. imzasına tebliğ edilmiştir. Ancak, tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcisinin H. A. olduğu, M.A."ın ise şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı dosyada bulunan ticaret sicil gazetesinden anlaşılmaktadır. Diğer yandan şirket adına tebligat yapılan M.A."ın şirketin memur veya müstahdemi olduğu kabul edilse dahi, bu kez, selahiyetli mümessilin iş yerinde bulunmadığı veya evrakı alamayacak durumda olduğu hususu tebliğ memurunca araştırılıp tebliğ mazbatasına şerh verilmediğinden yapılan tebligat yine usulsüzdür. Dairemizin süregelen içtihatlarında da belirtildiği üzere, satış ilanının borçluya hiç tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi, halinde bu durum başlı başına ihalenin feshi nedeni sayılacağından mahkemece, açıklanan gerekçeyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.