Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20224
Karar No: 2014/5419
Karar Tarihi: 03.04.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/20224 Esas 2014/5419 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/20224 E.  ,  2014/5419 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KAYSERİ 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/02/2013
    NUMARASI : 2008/590-2013/36

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkilinin Aksaray .Noterince düzenlenmiş vekalete istinaden .. pakalı aracın sahibi gözüken R. Ş.."in vekili olduğunu söyleyen F. Ö..ile söz konusu aracı alma konusunda anlaştıklarını, aralarında yapılan anlaşmaya göre 500,00 YTL kapora verildiğini, aracın noter satışı yapıldıktan sonra kalan parasının ödeneceğini, müvekkilinin almak istediği aracın sahibinin vekili olduğunu söyleyen F. Ö.. ile Kayseri .Noterine gidildiğini ve noter vekaletnamesini, satış konusu aracın ruhsatını ve borcu olmadığını gösterir belgeyi sunduğunu, buna göre noter de satış işlemlerinin yapıldığını, işlemlerin sonucunda 10.500 YTL"yi R. Ş.. vekili F. Ö.."e ödediğini, daha sonra Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne işlem yapmaya giden müvekkilinin aldığı araca polis tarafından el konulduğunu, belgelerin sahte olduğunun anlaşıldığını, davalı noter tarafından gerekli ve yeterli inceleme yapılmadığını ve gösterilmesi gereken titizliğin gösterilmediğini, bu nedenle noterlikçe düzenlenen işlemin geçersiz kaldığını, müvekkilinin araç üzerinde mülkiyet hakkı kuramadığını, polis tarafından araca el konularak gerçek sahibine teslim edildiğini, aracın çalındığını ve şaşi numaralarının sahte olarak değiştirildiğini ve araç adına sahte ruhsat tanzim edildiğini, noterlikçe yapılan işleme güvenmesi nedeni ile zarara uğrayan müvekkilinin bu zararının tazmininin gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin zararı olan 11.000 YTL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili noter tarafından satış işlemleri yapılırken gerekli özenin gösterildiğini, motorlu araç tescil belgesinin sahteliğinin kolaylıkla dikkat çekmeyeceği, iğfal kabiliyetine haiz belge olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin 25.09.2007 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4.Hukuk Dairesi"nin 13/10/2008 tarihli ve 2008/750 Esas ve 2008/11657 Karar sayılı ilamı ile "... Mahkemece, satışa dayanak yapılan belgelerin iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı hususu incelenmemiştir. İlliyet bağının kurulması açısından bu durumun açıklığa kavuşturulması...." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu aracın satışına dayanak belgelerin motorlu araç trafik belgesi, motorlu araç tescil belgesi ve Aksaray .Noterliğinden verilen 09/06/2008 tarih ve 5814 yevmiye nolu özel vekaletname ile aracın borcunun olmadığına ilişkin belgeler olduğu, aracın mülkiyetinin naklinde asıl önemli olanların ise trafik tescil belgesi ve motorlu araç trafik belgesi olduğu, bu belgelerin de iğfal kabiliyetinin bulunduğunun ceza dosyasındaki hazırlık aşamasında alınan bilirkişi raporu ile anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Noter"de yapılan araç satışına dayanak olarak gösterilen belgelerin sahteliği ve davalı Noter"in bu duruma dikkat etmeyerek davacının zarara uğramasına neden olmasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Noterlerin, Noterlik Yasasının 162.maddesi uyarınca, sorumlu tutulmaları için kusurlu olmaları aranmamaktadır. Diğer bir anlatımla, noterin sorumluluğu kusursuz sorumluluğa dayanmaktadır. Zarar gören, zararla eylem arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu kanıtladığı takdirde, noter ortaya çıkan zarardan sorumludur. Kusursuz sorumluluğun tüm hallerinde, uygun illiyet bağının zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru ile ve beklenmeyen bir halin (mücbir sebebin) varlığı halinde kesileceği, gerek teoride ve gerekse yargısal kararlarda kabul edilmiş bulunmaktadır.
    1512 sayılı Noterlik Kanununun; (1) maddesi gereğince “Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için belgelendirir.”
    Günlük yaşamda genellikle bir kısım sahte kişiler çeşitli yollarla temin ettikleri sahte vekaletname veya sahte nüfus cüzdanı ile noterliklerde başkalarına ait araç veya gayrimenkulleri satmakta bunun sonucu olarak hiçbir şeyden habersiz malı elinden çıkan gerçek malik veya noterin gerçek malik veya geçerli vekil olarak kabul edip işlem yaptığı kişiden gerçek malikten alıyormuş gibi notere inanarak iyi niyetle satın alan ancak, daha sonra işlemin sahte olduğunun anlaşılması üzerine satın aldığı mal elinden çıkan alıcı zarar görmekte ve zararlarından dolayı işlemi yapan noterlere karşı tazminat davası açmaktadır.
    Zira, noterin sahte belgeler ile işlem yapması, gerçek maliki iyi tespit etmemesi, hatalı ve eksik işlemdir. Diğer bir deyişle noter sahte belgeler ile işlem yapmasa ne gerçek malik yönünden ve ne de notere güvenerek gerçek malikten satın alıyormuş gibi satın alan kişi yönünden bir zarar doğmayacaktır.
    Bu zararın meydana gelmesinde hiçbir şeyden haberi olmamasına rağmen malı elinden çıkan ne gerçek malikin ve ne de notere güvenerek malı satın alan iyi niyetli kişinin bu zararın meydana gelmesinde hiçbir kusuru yoktur. Gerçek malik ve iyi niyetli alıcı yönünden meydana gelen zarardan dolayı tek sorumlu noterdir. Noterin işlemi yaparken sahtecilik nedeniyle aldatılmasının, belgelerin iğfal kabiliyetinin olup olmamasının, zarar gören gerçek malik veya iyi niyetli alıcı yönünden hiçbir etkisi yoktur. Bu hususlar noter tarafından sahtecilik yapanlara karşı açılacak rücu davasında veya sahtecilik işleminde katkılarının olması halinde gerçek malik ve kötü niyetli alıcı yönünden ileri sürülebilir ve davaya etkisi olabilir. Noterin hatalı işlemi sonucu malı elinden çıkan gerçek malikin veya iyi niyetli alıcının zararlarından dolayı noterin sorumluluğunu azaltmak veya gerçek malik ile iyi niyetli alıcıyı noter haricinde tanımadıkları kişilere muhatap etmek özellikle Noterlik Kanununa, hukukun genel prensiplerine ve hakkaniyete aykırıdır.
    İntikalin geçerli olabilmesi için noterlerin yasa gereğince tek yetkili ve sorumlu olmaları, noterlerin işlemi yaparken ilgililerin kimlik ve gerçek isteklerini tamamen öğrenmekle yükümlü olmalarına rağmen hatalı olarak sahte belgelerin kullanılması nedeniyle (belgelerin iğfal kabiliyetinin olup olmaması önemli değil) gerçek malik yerine sahte satıcıların işlemi nedeniyle gerçek malikin haberi ve katkısı olmadan gerçek malikin malını noterlik işlemi ile satması halinde gerçek malikin ve notere güvenerek malı satın alan iyi niyetli kişinin doğmuş olan zararlarından dolayı noterin gerçek malik ve iyi niyetli alıcıya karşı Noterlik Kanununun (162/1). maddesindeki sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.
    Noterin sahtecilik yapanlara karşı rücu davası açma hakkı saklı kalmak kaydı ile gerçek malik ile iyi niyetli alıcının uğradığı zararları noter ödemekle yükümlüdür.
    Noterin bir kamu hizmeti ifa ettiği de dikkate alınarak sorumluluğun belirlenmesinde normal bir insanın göstereceği özenli davranış değil, aynı işi üstlenen noterlik mesleğinde çalışan bir kişinin göstermesi gereken objektif davranış esas alınacaktır. Buradaki tazminat yükümlülüğü; sorumlu kişinin somut olaydaki bireysel davranışından ziyade daha çok onun toplum ve ekonomi içindeki durumu ile kanunun ona yüklediği ihtimam ve özen görevine bağlanmaktadır. Böylece toplum içinde bazı iş ve meslekler ile bazı gruplara ve kategorilere daha ağır bir sorumluluk yükletilmektedir. Noterlerin kusursuz sorumluğundan kastedilen, zarar görenin kusuru kanıtlamak zorunda olmamasıdır. Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır.
    Ancak, illiyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi zarardan sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada mücbir sebep, zarar görenin tam veya üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir, bu üç olgudan birinin bulunması hâlinde kusursuz sorumlu kimse de sorumluluktan kurtulacaktır. Noterlerin yaptığı işlemler bakımından söz konusu işlemin gereği gibi yani özen yükümlülüğüne uygun şekilde yerine getirmiş olsaydı zarar oluşmayacaktı denilebiliyorsa noter sorumlu olacaktır. Örneğin; noter işlemi yaparken gözle görülebilecek bir sahteliğe rağmen işlemi devam ettirmişse ve bu işlemden bir zarar doğmuşsa noter doğal olarak sorumlu olacaktır.
    Noterin ilgililerin hukukî menfaatlerini korumak için araştırma ve aydınlatma görevi vardır. Noterlik Kanunu’nun 72.maddesine göre; noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerinin tamamını öğrenmekle yükümlüdür. Bu cümleden olarak noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir.
    Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak, detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur.
    Somut olayda, davalı Kayseri . Noterliği tarafından tanzim edilen 13.06.2005 tarihli ve 12425 yevmiye nolu satış sözleşmesinde, dayanak olarak Motorlu Taşıtlar Vergisi de gösterilmiş, Yeğenbey VD."inden verilme 06.06.2005 tarihli 2005/399512 sıra nolu belgeye göre, söz konusu bu aracın Motorlu Taşıtlar Vergisi borcu bulunmadığı ve bu aracın devrinin yapılabileceğinin yazılı olduğu görülmüştür. Satış sözleşmesine dayanak söz konusu belge (aracın borcunun olmadığına ilişkin) incelendiğinde, satışı yapılan aracın şase numarası ile bu belgedeki şase numarasının aynı olmadığı görülmektedir.
    Hal böyle olunca; araç satış ve intikalinin geçerli olabilmesi için noterlerin yasa gereğince tek yetkili ve sorumlu olmaları, işlem yaparken, işleme esas belgeler üzerinde gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü göstermesi gereken davalının davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğunun kabulü ve sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi