11. Hukuk Dairesi 2020/2897 E. , 2020/5627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.05.2017 tarih ve 2007/214 E- 2017/312 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 30.01.2019 tarih ve 2018/1001 E- 2019/148 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Şekerbank Eskişehir ... Şubesi nezdindeki hesabı üzerinden aldığı çek karnesinden iki adet çek yaprağının doldurularak davacı aleyhine icra takipleri yapıldığını, çeklerin birinin 10.01.2005 tarihli ve 62.500,00 TL bedelli olup diğer çekin 20.01.2005 tarihli ve 27.000 TL bedelli olduğunu, bu çeklerinde ki yazı, rakam ve imzaların hiçbirinin davacıya ait olmadığını, çeklerdeki imzaların inkarına yönelik İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını ancak takip edilemediğinden olumlu netice alınamadığını, davacı ile davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenerek aralarında ticari bir alışveriş olup olmadığının tespitini ve bu kapsamda bir ticari ilişki yoksa çeklerden dolayı davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın 2 adet çekteki imzanın davacı ..."a ait olmadığı iddiası ile imza inkarında bulunduklarını, Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2004/613 esas sayılı dava dosyasının işlemden kaldırıldığını, kendi açtıkları imza inkarı davasını takip etmeyip reddine sebep olan davacı tarafın yeni bir dava açarak aynı iddiaları öne sürmesini kabul etmediklerini, çekin bir ödeme aracı olduğunu, çeki verenin karşılığında mal verilmediğini ileri süremeyeceğini, bedelsizlik iddiasında bulunamayacağını, borçlu olmadığının tespitini talep edemeyeceğini, davacı hakkında dava konusu çeklerle ilgili Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığını, Mahkemenin 2005/1467 esas ve 2006/437 karar sayılı ilamı ile ceza aldığını, davacının tamamen kötüniyetli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacının oğlu... ve davacının birlikte hareket ederek birden çok sahte imzalı çek keşide ederek verdikleri ve bu suretle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri gerekçesi ile mahkumiyetlerine karar verildiği, davaya konu çeklerin keşideci ...’ın talimatı ve rızası ile... tarafından imzalanarak davalıya verildiği, resmi belgede sahtecilik suçunda davacı aleyhine kurulan mahkumiyet hükmünün de Yargıtayca onanarak kesinleştiği, bu kararın hukuk mahkemesinde kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1001 esas ve 2019/148 2018/31 karar sayılı ve 30/01/2019 tarihli kararıyla, Ağır Ceza Mahkemesi’nce çekte sahtecilik suçundan dolayı mahkumiyetine ilişkin verilen karar Yargıtayca onanarak kesinleşmiş ise de bu hususun çekteki imzanın davacıya ait olduğu ve davacının çekten dolayı sorumlu olduğu sonucunu doğurmayacağı, dava ve takibe konu çeklerdeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığı bilirkişi incelemesi ile subut bulduğundan sahtecilik iddiası mutlak defi olduğu gerekçesiyle davanın reddi kararı doğru görülmeyerek davacı vekilinin bu husustaki istinaf başvurusu yerinde bulunarak ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına dava konusu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava iki ayrı takibe konulan çeklerdeki imza ve paraf imzalarının keşideciye ait olmaması iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Davaya konu çeklerle ilgili Antalya 1. Ağır Ceza Mahkeme’sinin 2015/29 esas ve 2015/377 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda hem davacı, hem de oğlu... hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve dosyanın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda çek yapraklarının davacıya ait olmasına rağmen onun bilgisi ve rızası dahilinde oğlu... tarafından keşide edilerek 3. kişilere temlik edildiği ve dava konusu çeklerin de bu kapsamda düzenlenen çeklerden olduğu ve paraf imzalarının da yine davacının rızası dahilinde oğlu... tarafından atıldığı bu şekilde kambiyo senedi ile borçların çek hesap sahibi ... yönünden bağlayıcı olduğu gözetilerek mevcut delil durumuna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.