8. Hukuk Dairesi 2020/3690 E. , 2020/7777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 02.03.2020 tarihli ve 2018/5263 Esas, 2020/2024 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu taşınmazlar ile ilgili olarak Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/70 Esas sayılı dosya ile açılan davada, davalılar adına olan tapu kayıtlarının bir kısmının iptali ile vekil edeni adına tescil edildiğini, taşınmazların davalılar tarafından haksız şekilde kullanılmak suretiyle gelir elde edildiğini açıklayarak, 5.000,00 TL ecrimisilin murisin ölüm tarihi olan 27.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiş, 08.06.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 179.665,99 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, vekil edenlerinin kötüniyetli olmadığını, davacı tarafın malik olduğu tarihten itibaren veya dava tarihinden geriye doğru beş yıl için ecrimisil isteyebileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile, 130.618,80 TL ecrimisil tazminatının dava tarihi olan 30.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen kararın, davacı ile davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairenin 02.03.2020 tarihli ve 2018/5293 Esas, 2020/2024 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine, davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
Dava paydaşlar arasında ecrimisil alacağına ilişkindir.
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Mahkemece de dava tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplanan ecrimisile hükmedilmiştir.
Özel hukukta teknik bir kavram olan zamanaşımı, bir hakkın kazanılmasında veya kaybedilmesinde yasanın kabul etmiş olduğu sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir.
Başka bir anlatımla zamanaşımı, kanunun belirlediği süreler içerisinde hakkın kullanılmaması sebebiyle dava ve icra kabiliyetini, karşı tarafın def’i ile kaybettiren ve haklar üzerinde etki yapan kanuni sükut sebebidir.
Bir alacağın ifa olanağı, başka bir anlatımla dava edilebilme hakkı doğmadan, o alacak yönünden, zamanaşımı başlamaz. Nitekim, TBK’nin 149. maddesi, zamanaşımının alacağın muaccel (dava edilebilir veya istenebilir) olduğu tarihten başlayacağını açık bir şekilde belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazların muris ... adına kayıtlı iken, murisin, taşınmazları 04.09.2003 tarihinde davalılara sattığı ve murisin 27.11.2003 tarihinde vefat ettiği, murisin ölümü üzerine davacı tarafından davalılar aleyhine Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/70 Esas sayılı dosyası ile açılan muris muvazasına dayalı tapu iptali ve tescil davası neticesinde, muris tarafından yapılan satışların iptaline karar verildiği ve bu kararın 01.10.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 30.10.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı açısından, ecrimisil alacağının dava edilebilir hale geldiği tarih, tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği 01.10.2014 tarihi olup, zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahsedilemeyecektir.
Öte yandan; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davaları sonucunda kurulan kabul hükmü inşai (kurucu) nitelikte olmayıp izhari (açıklayıcı) nitelik taşıdığından ve muvazaa ile illetli olan temlik işlemi baştan itibaren geçersiz sayılacağından, temlik konusu edilen taşınmazın murisin terekesinden maddi anlamla çıktığı düşünülemez. Bunun sonucunda da, murisin ölümü ile terekesinin mirasçılarına intikal edeceği ve ölüm tarihi itibarıyla mirasçılarının hak sahibi olacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; murisin ölüm tarihi esas alınmak suretiyle (hasat dönemleri de değerlendirilerek) hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiş ve Dairenin 02.03.2020 tarihli ve 2018/5293 Esas, 2020/2024 Karar sayılı onama ilamının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmıştır.
SONUÇ: 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"un 442/3. maddesi gereğince, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin açıklanan nedenlerle kabulüne; Dairenin 02.03.2020 tarihli ve 2018/5293 Esas, 2020/2024 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 01.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.