11. Hukuk Dairesi 2016/5470 E. , 2017/7469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/06/2015 tarih ve 2015/228-2015/309 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 10/08/2010 tarihinde çektiği krediden 500 TL, 29/12/2010 tarihinde çektiği krediden 200 TL, 12/11/2010 tarihinde çektiği krediden 1000 TL, 22/02/2012 tarihinde çektiği krediden 350 TL, 27/04/2012 tarihinde çektiği krediden 500 TL, 18/06/2012 tarihinde çektiği krediden 500 TL, 31/10/2012 tarihinde çektiği krediden 100 TL, 12/04/2013 tarihinde çektiği krediden 500 TL olmak üzere komisyon, kredi kullandırım ücreti veya sair masraflar adı altında kendisinden toplamda 3650 TL kesinti yapıldığını, kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek her bir kesinti bakımından kesintinin yapıldığı tarihten başlamak üzere avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kullanmış olduğu kredilerin ticari kredi olduğunu, davacının kullanmış olduğu konut kredisiyle ilgili olarak ise alınan komisyon ve masrafların zorunlu olduğunu, davacının tüketici olmadığını, sözleşmeye uygun olarak komisyon alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin 2015/1 Esas 2015/139 Karar sayılı kararı ile davacı tarafın ticari kredi mahiyetindeki kredilere ilişkin talebi yönünden tefrik kararı verildiği, yargılamaya ticaret mahkemesi sıfatıyla devam edildiği, davacının konut kredisi haricinde 2010 ila 2013 yılları arasında kullandığı 7 farklı kredinin ticari kredi niteliğinde olduğu, bankanın yayınlamış olduğu ticari kredi komisyon çizelgelerine ve yasal düzenlemelere bağlı olarak ilgili kesintilerin yapıldığı, kesintilerin haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan krediler nedeniyle komisyon adı altında tahsil edilen ücretin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasında imzalanan 7 adet kredi sözleşmesinin ticari kredi niteliğinde olduğu ve bu sözleşmelere ilişkin kesintilerin haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de sözleşmelerin tarihleri dikkate alınmamıştır. Dava dosyasından kesintilerin kaynağı olan kredi sözleşmelerinin TBK"nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce ve sonra akdedildiği anlaşılmaktadır. Kredi sözleşmelerinden 31.10.2012 ve 12.04.2013 tarihli olanların 6098
sayılı Türk Borçlar Kanunu döneminde imzalandığı dikkate alınarak, TBK m. 20 vd. düzenlenen Genel İşlem Koşulları bakımından inceleme yapılması gerekirken bu konuda değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır. Ayrıca 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu dönemde imzalanan 10.08.2010, 29.12.2010, 22.02.2012, 27.04.2012 ve 18.06.2012 tarihli sözleşmeler yönünden masraf oranı hakkında kredi sözleşmeleri dosyaya getirtilerek sözleşmelerde hüküm bulunup bulunmadığının incelenmesi ve sözleşmede herhangi bir oran belirtilmemiş olması durumunda emsal banka uygulamaları araştırılıp, uyuşmazlık konusu bedelin kredi müşterilerinden tahsiline dair teamül bulunup bulunmadığı, varsa diğer bankalarca hangi oranda tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.