Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/23963 Esas 2011/3379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/23963
Karar No: 2011/3379

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/23963 Esas 2011/3379 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/23963 E.  ,  2011/3379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gölcük İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/05/2010
    NUMARASI : 2010/93-2010/145

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Takip dayanağı bononun incelenmesinde, keşidecisinin C. Ç. olup, lehdarının da önce C. Ç. olarak yazıldığı, daha sonra “ C. Ç. “  isminin üzeri çizilerek “H. Y.” yazıldığı, ancak bu düzeltmede keşidecinin imza ve onayının olmadığı görülmüştür. Lehdar hanesinde yapılan düzeltme, HUMK.nun 298. maddesi hükmü gereğince keşideci tarafından paraf edilmediğinden geçersiz olup,  bononun lehdarının C.Ç. olduğunun kabulü gerekir.
    Bu durumda takip dayanağı bonoda keşideci ile lehdar aynı kişi olmaktadır. TTK’ nun 585. maddesi hükmüne göre, poliçe keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebilir. Ancak TTK.nun 690.maddesi aynı yasanın 585.maddesine yollama yapmadığından anılan madde bonolar için uygulanamaz. Bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez.Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez.Zira, poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır. Eğer böyle bir şeyi mutlaka istiyorsa, bu hususu poliçe düzenlemek sureti ile gerçekleştirebilir. Bu durumda, takip dayanağı belge, bono niteliğinde olmadığı gibi İİK’nun 68.maddesi anlamında imzası kabul edilen, borç ikrarını havi bir belge  olarak da nitelendirilemeyeceğinden alacaklının anılan senede dayanarak itirazın kaldırılmasını istemesi de mümkün değildir.
     Mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, borçluya ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin bir sureti gönderilmediğinden bahisle reddi isabetsiz ise de ;sonuçta istem reddedildiğinden sonucu bakımından doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir.
    SONUÇ : Alacaklın vekilinin  temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 17.15. TL onama harcın mahsubuna, bakiye 1.25. TL"nin temyiz edenden alınmasına, 14.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.