12. Ceza Dairesi 2016/11837 E. , 2018/2016 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanıklar ... ve ... hakkında- TCK"nın 85/1, 62. maddeleri ile CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması,Sanık ... hakkında- TCK nın 85/1, 62, 50/1-a-4, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıklar ... ile ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar ile sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, sanıklar hakkında tesis edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına, sanıklar müdafii ve katılan vekili tarafından yapılan itirazın Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2015 tarih 2015/349 değişik iş sayılı kararı ile kesin olarak karara bağlandığı anlaşılmakla, dosyanın bu sanıklar yönünden incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2- Sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Asli kusurlu kabul edilen sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, adli para cezasının günlüğünün 30TL"den çevrilmiş olması karşısında, tebliğnamedeki 1 numaralı bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, adli para cezasının günlüğü 30TL üzerinden çevrilmesinin hukuka aykırı olduğuna, katılan vekilinin ise hükmün çelişkili olduğuna, lehe hükümlerin uygulanmaması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında 5237 sayılı TCK" nın 50/4 ve 50/1-a maddelerinin gösterilmemesi,
3- Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden (B) olarak sınıflandırılan hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “ failin güttüğü amaç ve saik" ibaresinin hükümden çıkarılması, aynı hüküm fıkrasının 4. bendinin çıkarılarak yerine "Sanığa verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK"nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK"nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 605 tam gün olarak belirlenmesine; TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 30 TL olarak hesabıyla 18.150TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi, hüküm fıkrasına son bent olarak "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine" cümlesinin hükme ilave edilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi