11. Hukuk Dairesi 2016/5740 E. , 2017/7457 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/09/2015 tarih ve 2014/741-2015/679 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı ... Bilgisayar Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş"nin ... uyruklu bir şirketten satın aldığı toplam 18 kap hafıza modülü ve flash bellek emtiasının f... konumundaki davalı şirket tarafından görevlendirilen ... ... firmasının alt taşıyıcısı olan ve kara taşımayı gerçekleştiren ... şirketi tarafından taşınmaktayken, kamyon şoförünün ek yük almak üzere durduğu sırada, saat 18 sularında, kilitli kapı kolunun kırılması suretiyle çalındığını, bu nedenle oluşan toplam 197.099,87 USD hasar bedelinin müvekkili tarafından 12/11/2010 tarihinde dava dışı sigortalıya ödendiğini, müvekkilinin sigortalı haklarına halef olduğunu ve böylece rücu hakkının doğduğunu ileri sürerek, 197.099,87 USD tazminatın ödeme tarihi olan 12/11/2010 tarihinden itibaren kamu bankalarının USD cinsinden mevduata uyguladığı en yüksek faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşıma sözleşmesiyle ... mahkemelerinin yetkili kılındığını, emtianın 24/09/2010 tarihinde çalındığını, sigorta poliçesinin ise 28/09/2010"da düzenlendiğini, bu nedenlerle geçerli halefiyet bulunmadığını dolayısı ile müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zararın emtianın depoya konulmak üzere taşındığı sırada oluştuğunu, dolayısı ile henüz taşıma işi başlamadan oluşan zarardan taşıyıcının sorumlu olmadığını, zira göndericinin deposundan taşıyıcının deposuna, yani iç taşıma sırasında hasarın oluştuğunu, olayla ilgili ... polisinin başlattığı soruşturmanın sonucunun beklenmesinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hava taşımasına ilişkin ... Konvansiyonu"na göre sorumluluğun kilogram başına 17 SDR ile sınırlı olduğunu, zararın taşıyıcının kontrolü dışında oluştuğunu, bu durumda ise müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Varşova Sözleşmesi 18/5. maddesi uyarınca hava yolu dışındaki taşımaların (dava konusu olay bakımından kara taşıması) hava taşıması için yapılan bir anlaşmanın gereği olarak yükleme, teslim veya aktarma amacıyla yapılması halinde oluşan zararın, aksi ispatlanmadıkça, hava taşıması esnasında meydana gelmiş
bir olayın sonucu olduğunun kabul edileceğinin öngörüldüğünü, dava konusu zarar kara taşıması sırasında meydana gelmiş ise de söz konusu zararın oluştuğu kara taşıması hava taşıması için yapılan bir anlaşmanın gereği olarak yapılmış olduğundan zararın hava taşıması sırasında meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği, oluşan zarardan taşıyıcı olan davalının sorumlu bulunduğu, zira Varşova Sözleşmesi madde 30/3 uyarınca taşıyıcıların müşterek ve müteselsil sorumluluklarının söz konusu olduğu, davacının sigortalısına uğramış olduğu zarar bedeli olan 179.191,70 USD ödeme yaptığı ancak davalı taşıyıcının sorumluluğunun kilogram başına 17 SDR ile sınırlı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 11.982,42 USD rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 12/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının dolar cinsinden mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı ile tahsiline ve davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davanın harca esas değeri üzerinden vekâlet ücretinin hesabında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.100,47 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.