15. Hukuk Dairesi 2019/2395 E. , 2020/451 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... Paz. San. ve Tic. A.Ş. ile davalı İpek İnş. ve ... Yapı Ortak Girişimi Adına 1-.... 2-... 3-... İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. 4-... arasındaki davadan dolayı ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.2015 gün ve 2012/241 E.-2015/810 K. sayılı hükmü onayan 23. Hukuk Dairesi"nin 07.03.2019 gün ve 2016/5202 E.-2019/886 K. sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan gecikme cezasının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz edilen karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2019 tarihli kararıyla onanmış, onama kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Dairesince incelenmesi gerekmekte ise de; Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı iş bölümü kararı ile arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ve 01.07.2016 tarihinden sonra temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay’a gelen dosyalardaki temyiz ya da karar düzeltme taleplerini incelemek görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"ne verildiğinden karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.Davacı vekili, arsa sahiplerinden hisse satın alarak 05.06.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı haline geldiğini, davalı yüklenicilerin inşaatı süresinde teslim etmediğini, sözleşmeye göre gecikme halinde kira tazminatı ödeneceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek davacı şirkete ait bağımsız bölümlerin geç teslimi nedeniyle şimdilik 10.000 $ gecikme cezasının, teslim tarihinden itibaren işleyecek ABD Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödenen azami faiziyle birlikte ödeme günündeki TL karşılığını davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 767.516,37 $’a artırmıştır.Davalılar vekilleri, yüklenicilerin gecikmede kusurunun bulunmadığını, gecikmenin binanın kullanım şekline ilişkin karar aşamasının uzamasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre sözleşme koşullarına göre teslim süresinin sona ermiş olmasına rağmen davacının 10.08.2012 ihtarname tarihine kadar 8 ay 5 gün kadar sessiz kaldığı, gecikme olduğuna dair herhangi bir ihtar veya ikazda bulunmadığı, tanık beyanlarına göre gecikmenin binanın kullanım şekline ilişkin karar aşamasının uzamasından kaynaklandığı, yüklenicinin alınan karar sonucuna göre imalâtı gerçekleştirme şeklinde bağımsız bölüm malikleri yararına inisiyatif kullandığı, davalının gecikmeye sebebiyet vermediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece tanık beyanlarına dayanılarak ve takdir hakkı kullanılmak suretiyle davacı arsa sahibinin de işin durdurulmasını benimsediği, bu nedenle cezai şart isteyemeyeceği kabul edilmiştir. Ne var ki; tüm arsa sahiplerince işin durdurulması veya yavaşlatılması konusunda yüklenici iş ortaklığına bildirimde bulunulduğu kanıtlanamamıştır. Bu nedenle tanık beyanları esas alınarak davalı yüklenici iş ortaklığının gecikmeye sebep olmadığının kabulü doğru olmamıştır. Ancak davalılar vekili cevap ve delil listesine ekli olarak toplantı tutanakları ibraz ederek inşaatın teslimindeki gecikmenin arsa sahipleriyle ve dava dışı Rixos Firması yetkilileriyle ortak geliştirilen fikirler doğrultusunda yüklenici iş ortaklığının imalât programına müdahale edilmiş ve imalât programının değişmiş olmasından kaynaklandığını ileri sürmüştür. Mahkemece dosyaya ibraz edilen toplantı tutanaklarında yüklenici iş ortaklığından talep edilen ek işler ya da imalât değişikliği olup olmadığı, davacı arsa sahibinin bu toplantılara katılıp katılmadığı, arsa sahibinin bilgisi ile işin yavaşlatılıp yavaşlatılmadığı, yavaşlatılmış ise bu durumun işin teslim süresine etkisi araştırılıp incelenmemiştir.Bu durumda mahkemece, davacı arsa sahibine kalan bağımsız bölümlerin tedavül ve satış akit tablolarıyla birlikte tapu kayıtları da bütünüyle getirtilerek, davacının sattığı bağımsız bölümlerle ilgili satış tarihinden sonraki dönem için gecikme cezası isteyemeyeceği de göz önüne alınarak bilirkişi kurulundan, toplantı tutanaklarına göre davacının katıldığı ve onun için bağlayıcı nitelikte olabilecek toplantı tutanaklarında yer alan ek işler ve proje değişikliği ile inşaatın durdurulup durdurulmadığı hususunda ve bu durumun dairelerin teslimi gereken tarihlerden sonra olup olmadığı ve inşaat durdurulmuşsa bu durdurmanın teslimi gereken süreye etkisiyle bunun sonucu olarak davacının istemekle haklı olduğu gecikme cezası konusunda gerekçeli ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınıp davanın sonuçlandırılması gerekir.
Yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle araştırmaya yönelik olarak bozulması gerekirken 23. Hukuk Dairesi tarafından onandığı anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 2016/5202 Esas 2019/886 Karar sayılı ve 07.03.2019 tarihli onama ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 143,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 13.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.