20. Hukuk Dairesi 2016/4332 E. , 2017/9098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler vekili 11/01/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; irsen intikale dayanarak muris ..."na ait... ili,...ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 41 sıra numaralı 24/11/1961 tarihli tapuya kayıtlı taşınmazın kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakıldığını, taşınmazın doğusunun Milli park sahası, batısının 110 ada 59 parsel; kuzeyi 110 ada 58 ve 60 nolu parseller; güneyinin yol ve yol sonrası 103 ada 1 parsel ile çevrili olduğunu; ... mahallesi, Keleplikte mevkii cilt 154, sahife 97, sıra no 49 da 24/11/1961 tarihli kayıtlı taşınmazın 4 hudutu itibariyle Yenice köyü hudutları içine oturduğunu, taşınmazın ormanın güneyinde olan 2840 parselin batısında olduğunu; ...mevkii cilt 154, sahife 97, sıra no 52, 24/11/1961 tarihli taşınmaz, ... mevkii, cilt 154, sahife 95, sıra no 41, 24/11/1961 tarihli taşınmazların kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir. Davacılardan ... 24/10/2013 havale tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmazların...ilçesi, ... mevkiinde bulunan 2297 m2"lik tapulama dışı bırakılan alan; 2725 parsel sayılı taşınmaz; 2839 parsel ve 349 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirtmek suretiyle taleplerini açıklamıştır.
Mahkemece tüm mirasçılar davaya dahil edildikten sonra yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemi ile kadsatrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede mera tespit ve tahdit işlemi 1988 yılında yapılmış, bu çalışma 21/12/1989 ila 19/01/1990 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu 3402 sayılı kanuna göre 1994 yılında yapılmıştır
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tümü yönünden 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar...ilçesi, ... mevkiinde bulunan 2297 m2"lik tespit harici bırakılan alan, 2725 parsel, 2839 parsel ve 349 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardır. Dolayısıyla davacı tarafın; tespit harici taşınmaz için tescil; diğer taşınmazlarda ise tapu iptali ve tescil istemi bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Bilindiği üzere 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık süre, aynı kanun kapsamında yapılan kadastro işlemleri sonucunda tapu kaydı oluşan taşınmazlar için sözkonusu olup; bu süre, tutanağın kesinleştiği tarihten (hükmen kesinleşenlerde hükmün kesinleştiği tarihten) itibaren hesaplanmalıdır. Tespit harici bırakılan yerdeki tescil isteminin reddedilmesi için ise paftanın düzenlendiği tarihten itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
1) Dava konusu, 349 ada 2 parsel sayılı ham toprak niteliğinde Hazine adına 1999 yılında hükmen tescil edilmiştir. 2725 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğinde dava dışı gerçek kişi adına tespit edilmiş, itirazsız kesinleşmiş, tespit tapuya aktarılmış, tapu kaydı oluşmuş ve 11.10.1995 tarihinde satış yoluyla davalı ...’e intikal etmiştir. 2839 parsel sayılı taşınmaz ise yörede 1988 yılında yapılan mera tespit ve tahdit çalışmasında mera olarak sınırlandırılmış, 21/12/1989 ila 19/01/1990 tarihleri arasında ilan edilmiş, itirazsız kesinleştmiştir. Mezkur her üç taşınmaz bakımından tespitin ve hükmün kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hakdüşürücü süre geçmiş olup bu parseller yönünden verilen hükmün onanması gerekmiştir. Ancak;
2) Çekişmeli tespit harici bırakılan ve parsel numarası almayan 2297 m2"lik yer hakkında mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece,bu taşınmaz yönünden işin esası incelenmeli, öncelikle tespit harici bırakılan yerde 20 yıllık zilyedlik süresinin başlangıcına esas teşkil etmek üzere paftaların düzenlendiği tarih araştırılmalı, buna göre tespit harici bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 20 yıl dolmadıysa dava bu nedenle reddedilmeli, doldu ise, taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni araştırılmalı, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış olması halinde işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçların askı ilanı ile birlikte dava konusu taşınmazı gösterir tüm çalışma evrakları ile orijinal renkli orman kadastro haritası örneği orman yönetiminden istenerek getirtilmeli, davacı tarafın dayandığı tüm tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, mahallinde keşif yapılmalı, taşınmazın kapsamı, fiili durumu, yüzölçümü belirlenmeli, yörede orman kadastrosu yapıldı ise taşınmazın orman kadastrosunda orman sınırları içine alınıp alınmadığı, yörede orman kadastrosu yapılmamış ise veya yapılmış olup da kesinleşmemiş ise taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, orman sayılan yerlerden olmadığı saptanırsa tapu kaydı kapsamı dışında kalıyorsa, davacılar zilyetliğe da dayanıyorlarsa, taşınmazın zilyetlikle kazanılmaya elverişli yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden ise bu taşınmazda dava tarihinden geriye doğru 20 yıl süre ile imar-ihya edilip edilmediği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresi, kullanılıp kullanılmadığı, tasarruf sınırlarının ne olduğu takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları incelenerek kesin olarak saptanmalı, komşu parsellerin tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği, davalı iseler dava sonuçlarının ne olduğu ve çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak gösterdikleri belirlenmeli, ziraat uzmanından bu konuları açıklayan bilimsel verilere dayalı, doyurucu rapor alınmalı, TMK’nın 713. maddesi uyarınca gerekli ilanlar yapılmalı, 40 ve 100 dönüm norm kısıtı araştırması yapılmalı, bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ:
1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; 349 ada 2 parsel sayılı, 2725 parsel sayılı ve 2839 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere yönelik hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; tespit harici taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmaza yönelik hükmün BOZULMASINA 08/11/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.