Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2781 Esas 2014/5359 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2781
Karar No: 2014/5359
Karar Tarihi: 03.04.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2781 Esas 2014/5359 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/2781 E.  ,  2014/5359 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/06/2011
    NUMARASI : 2008/19-2011/288

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı, iş hanında faaliyet gösteren davalıların abone olmadan fiilen su kullandıklarının tespit edildiğini, iş hanı yönetimini adına resen KSUB kuyu aboneliği tesis edildiğini, 11.01.2008 tarihi itibariyle davalıların toplam 59.314,49 TL borcu bulunduğunu öne sürerek, anılan bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davasını kanıtlayacak bilgi belgeyi ibraz edemediği, yapılan tahakkukların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermilmiştir.
    Kararı, davacı temyiz etmiştir.
    Alacak davalarında davalı olma sıfatı, alacağın borçlusuna, haksız fiillerde zarar sorumlularına aittir. Borçlu veya zarar sorumluları dışında üçüncü bir kişiye karşı dava açılması durumunda davanın sıfat yokluğu, bir başka deyişle husumet yönünden reddine karar verilmesi zorunludur.
    Somut olaya gelince; davacı, davalıların IM 7558078-7 nolu kuyu aboneliğinin fiili kullanıcıları olduklarını, işyerinde su ve kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmaları nedeniyle tahakkuk ettirilen atık su bedelinden sorumlu bulunduklarını öne sürmüştür. Siyasi Partiler Kanunu"nun 71.maddesine göre, davalı olarak gösterilen parti ilçe başkanlıklarının hükmi şahsiyeti bulunmamakta olup, mahkemece davalı parti ilçe başkanlıkları yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Diğer davalılar yönünden ise, yargılama sırasında dava konusu işyerinde kimin ve hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğu ilgili kurumlardan araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu işyerinde davalıların faaliyette bulunup bulunmadıkları, faaliyette bulunmuş ise faaliyette bulunma tarih ve dönemlerinin Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye başkanlığı, muhtarlık ve ilgili diğer kurumlardan sorularak saptanması, öncelikle husumet sorunu çözümlendikten sonra davanın esasına yönelik hüküm oluşturulması, su kullanma fiilinin davalılar tarafından işlendiğinin tespiti halinde, dosyanın önceki bilirkişi dışında aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişiden oluşan heyete verilmesi, bilirkişi heyetinden davalıların faaliyet süresi içerisinde kullanabilecekleri su ve atık su miktarı ile bedellerinin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.