14. Hukuk Dairesi 2014/15240 E. , 2016/307 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15240
KARAR NO: 2016/307 Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.09.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ... parsel sayılı tarla niteliğindeki taşınmazın ... payının maliki olduğunu, ... isimli hissedarlar tarafından taşınmazdaki paylarının her birinin payı için 1.000,00 TL bedelle davalıya 14/12/2012 tarihinde satıldığını, kendisine bildirim yapılmadığını, önalım hakkı nedeniyle altı paydaşın toplam 6.000,00 TL bedelle davalıya sattığı paylarının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı payın tamamının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Kanun Koyucunun yasal önalım hakkını düzenlerken izlediği amaç; paydaşlar arasına istenmeyen kişilerin girmesini önlemek, payları mümkün olduğu ölçüde bir veya birkaç paydaş elinde toplayarak, ekonomik olmayan ve paydaşlar arasında anlaşmazlıklara neden olan paylı mülkiyet ilişkisini sona erdirmektir. (Gürsoy / Eren / Cansel s.614; Akipek s.215.)
27.03.1957 tarihli ve 12/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, şuf"a hakkının amacının birbirini tanıyan paydaşlar arasına yabancı bir kimsenin girmesini önlemek ve paylı taşınmazın daha küçük parçalara ayrılmasını engellemek olduğu belirtilmiştir. (Müslüm Tunaboylu Şuf"a-Vefa İştira Davaları, sayfa 30) Bu nedenle şuf"a hakkı satılan payın tamamı için kullanılmalıdır. Bu husus "şuf"a (tecezzi) bölünme kabul etmez" olarak ilkelendirilmiştir.
Somut olayda; dosyada mevcut 14/12/2012 tarihinde 5107 yevmiye numaralı resmi senetle davalı M.. A.."ün ... parsel sayılı taşınmazda, her biri... pay sahibi olan ... paylarını, her pay sahibine 1.000,00 TL satış bedeli ödemek suretiyle toplam 7.000,00 TL satış bedeli ödeyerek satın aldığı ve taşınmazda ...hisse sahibi olduğu gerek resmi senet gerekse tapu kaydı suretinden anlaşılmaktadır. Davacı ise sadece 6 paydaş ... ismini belirtmek suretiyle bu kişilerden toplam 6.000,00 TL satış bedeli ile satın alınan paylar için önalım hakkını kullanmıştır. Bu durumda önalım hakkı kullanılmayan ...den satın alınan... pay için önalım hakkı kullanılmadığından davalı taşınmazda paydaş olmaya devam edecektir.
Davacının, davalının 14/12/2012 tarihinde taşınmazda satın aldığı ... payın tamamı için değil de yalnızca bir kısmı için önalım hakkını kullandığı anlaşıldığından mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda belirtilen ilkeler ve yasanın amacına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.01.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davada, davacının paydaş bulunduğu taşınmazda 7 pay sahibinin payını davalıya satması nedeniyle 6 pay için önalım hakkı kullanılmış, Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın temyizi üzerine yüksek Dairemiz çoğunluğunca, dava konusu taşınmazda 7 pay satışı yapıldığı davacının bir pay satışını dışarda tutarak 6 pay yönünden önalım hakkını kullanamayacağı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
TMK"nın yasal önalım hakkını düzenleyen 732 maddesine göre; paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payının tamamını veya bir kısmını üçüncü şahsa satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler. Esasen önalım hakkının kullanılmasında bir zorunluluk yoktur. Paydaşların tamamı, biri ya da birkaçı bu hakkı kullanabileceği gibi kullanmayabilir ya da kısmen kullanabilir. Önalım hakkı kullanılmazsa satın alan 3. şahıs doğal olarak paydaş konumunda kalır. Yine önalım hakkının birkaç pay yönünden kullanılıp bir kısım pay dışarda kalınca da yine 3. şahıs paydaş olacaktır. Önalım hakkı salt 3. kişinin paydaşlığını önlemeye yönelik olarak düzenlenmiş değildir. Aksine paydaşların bu haktan yararlanmasının gerekçesi olarak kabul edilmiştir. Özü itibariyle de mülkiyet hakkının sınırlandırılmasının bir istisnası olarak yasal düzenlemeyle paydaş lehine kabul edilmiş bir haktır.
Kural olarak davaya konu pay kendi içinde bölünerek, (örneğin bir tam pay 1/2"si tecezzi edilerek) önalım davasına konu edilemez ise de birden fazla pay satışı her bir paydaş yönünden önalım hakkının konusunu oluşturabilir.
Somut olayda da satılan yedi paydan 6"sı bölünmeksizin tam olarak dava konusu edilmiştir. Ayrık tutulan Reşide"nin pay satışı ise tek başına (esasen her bir paydaş yönünden de) ayrı ayrı önalım davasına konu edilebileceğinden, zorunlu bir dava arkadaşlığı da söz konusu olmadığından davacının 6 paydaşın pay satışına yönelik dava açmasına hukuken bir engel bulunmamaktadır. Reşide"nin payı için paydaşı dava açmaya zorlamak Anayasada düzenlenen hak arama özgürlüğüne ve HMK"nın 24/2. maddesine aykırıdır.
Bu itibarla Sayın çoğunluk görüşüne katılmadığımı, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun olan kararının onanması gerektiğini bildirir karşı oyumdur.