....

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ... aleyhine 21/02/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı ... ve . ... Avukat sıfatıyla vekili iken azledildiğini, davalının ise anılan şahısların azilden sonra vekilliğini üstlendiğini, adı geçen dava dışı şahıslara karşı vekalet ücreti alacağı nedeniyle .... 20 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/81 esas sayılı dosyasında açılan davada, davalılar vekili olan davalının dosyaya sunduğu 07/03/2011 tarihli beyan dilekçesindeki ifadeleriyle kişilik haklarına saldırı niteliğinde söz ve ithamlarda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; istem kısmen kabul edilmiştir.
Davalının, dilekçedeki ifadeleri nedeniyle .... Barosu"nca yapılan inceleme sonucu uyarma cezası verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu karar hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte değildir.
Dosya kapsamından, davacının vekalet alacağı nedeniyle .... 20. Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı davada, vekilliklerini yaptığı dava dışı şahısların vekalet ücretini ödemediklerinden bahisle vekalet ücreti alacağını talep ettiği, anılan davada davalılar vekili olan davalının ise dosyaya sunduğu 07/03/2011 tarihli beyan dilekçesiyle davalıların vekalet ücretini ödedikleri halde güvenip makbuz almadıkları davacının bu güveni kötüye kullandığı, davalılara hakaret ettiği, bu davranışlarıyla avukatlık mesleğini küçük düşürdüğü belirtilmiştir. Bu haliyle, davalının beyanlarının hak arama özgürlüğü içerisinde kaldığı ve yasal savunma sınırları dâhilinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı açıktır.
Mahkemece bu yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.