Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 8.6.2006 gün ve 2005/374-2006/191 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26.2.2007 gün ve 2006/14491-2007/2566 sayılı ilamı ile, (...Davacılar, kaçak su kullandıkları iddiasıyla davalı tarafından tutanak düzenlendiğini ileri sürerek, 36.725,47 YTL tutarındaki fatura nedeniyle borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacıların 22.519,33 YTL borçlu olduğunun, 14.216,14 YTL borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta borçlu olmadığının tesbiti istenilen fatura alacağı, cezalı su yanında normal su bedelini de içerdiğinden davalı ASKİ’nin (satıcı) davacılara (alıcı), su kullanma hizmeti sunduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraflar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kaçak su kullandığı gerekçesiyle, davacı taraf hakkında tahakkuk ettirilen tutarla ilgili menfi tespit istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme davacının kaçak su kullandığını, menfi tespit istemine konu tutarın da kaçak su bedeli için tahakkuk ettirilmiş olduğunu benimsemek ve bilirkişi raporundaki hesaplamayı esas almak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 22.519,33 YTL. ve bunun yasal faizi kadar borçlu bulunduğunun, 14.216,14 YTL. den ise borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiş; hüküm, Özel Dairece metni yukarıda bulunan ilamla bozulmuş; Yerel Mahkeme, davadaki menfi tespit isteminin dayandırıldığı tahakkukun sadece kaçak su kullanımına ilişkin bulunduğu gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.
Davalı idarece düzenlenip, davacı tarafa tebliğ edilen 18.8.2005 günlü “Kaçak Su Fişi” başlıklı belge içeriğinden, davadaki menfi tespit istemine konu toplam 36.725,47 YTL. tutarındaki tahakkukun tamamının kaçak su bedeline ilişkin bulunduğu; hesaplamanın da, kaçak su kullanıldığı iddiasıyla daha önce 10.8.2005 tarihinde düzenlenen 2005/8414 numaralı “Kaçak Su Tutanağı”ndaki veriler ve Tarifeler Yönetmeliği’nin hükümleri esas alınmak suretiyle yapıldığı anlaşılmaktadır.
Başka bir ifadeyle, menfi tespit isteminin ilişkin bulunduğu tahakkuk içerisinde, kaçak olmayan yolla kullanılan (normal) su bedeli mevcut değildir.
Bu durumda, uyuşmazlık 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığından, davaya bakma görevi tüketici mahkemesine değil, genel mahkemeye aittir. Dolayısıyla, temyize konu kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi, eldeki dava yönünden görevli mahkeme durumundadır.
Yerel Mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme kararı bu nedenle yerindedir. Ne var ki, işin esası Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi yerinde bulunmakla, işin esası yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine 5.3.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.