Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8646
Karar No: 2015/8658
Karar Tarihi: 30.12.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/8646 Esas 2015/8658 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/8646 E.  ,  2015/8658 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyelerinin ihtiyaçlarını görmek amacıyla varlığını idame ettirmekte olduğunu, bu amaçla üyelerden aidat topladığını, 15.05.2003 tarihli genel kurul kararında aidat bedellerini ödemeyenler hakkında icra takibi başlatılacağına ilişkin karar alındığını, davalının aidat borcu, elektrik kabloları, alt yapı masrafları, su kuyusu masrafı, taşınmazın arsasının kepçe ile temizlenmesi masraflarını ödemediğini, 4.320,00 TL asıl alacak, 71,22 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 4.391,22 TL"nin tahsili için icra takibine girişildiğini, davalının ise borca itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının dava konusu tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı kooperatife hiçbir borcu bulunmadığını, zira kooperatif üyesi de olmadığını, yasal olarak kooperatif üyeliğinin sona erdiğini, .... Noterliği"nin 04.05.2001 tarih ve 7626 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini yazılı olarak bildirdiğini, artık kooperatifin istifayı kabul etmesi veya bir şarta bağlanmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın arsa vasıflı olarak, 1/2 hissesinin davalı ... ve 1/2 hissesinin ise dava dışı Elide Yeşilkaya adına paylı mülkiyet olarak kayıtlı olduğu, halihazırda zeminde boş ve arsa vasfını koruduğu, yani dava konusu taşınmaz mal üzerinde herhangi bir müştemilat bulunmadığı, parsel etrafında bulunan dubleks meskenlerin tamamının bitmiş ve kullanılır konumda olduğu, dava konusu taşınmazın üzerinde herhangi bir yapılaşma olmadığı, kooperatifin mevcut ve faal konumda olduğu, davalının söz konusu kooperatifte pay sahibi olduğu ve üyeliğinin devam ettiği, takibe konu bedellerin ödenmesinin davalının yükümlükleri arasında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile ...İcra Müdürlüğü"nün 2012/2996 Esas sayılı dava dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20 nispetinde icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 13. maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, davacı kooperatif anasözleşmesinin 13. maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almıştır. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Davanın salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun"un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın ana sözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
    İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermesi gerekirken vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve/veya genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden ve dairede oturmasının karşılığı olan ecrimisil alacağından talep halinde sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen "aidat alacağı" kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tespit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderler için TBK"nın 117. maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarı gönderilmesi halinde yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere TBK"nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir.
    Dosya kapsamından, davalı tarafça gönderilen .... Noterliği"nin 04.05.2001 tarihli ve 7626 yevmiye sayılı istifa bildiriminin davacı kooperatife 29.08.2001 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davacı tarafça bu bildirimin ulaşmadığı ileri sürülmemiş, istifanın kabülünün tapunun kooperatife iadesine kadar ertelendiği belirtilmiştir.
    Davalının, Kooperatifler Kanunu 13. maddesi uyarınca istifa bildiriminin kooperatife tebliğ edilmiş olması nedeniyle, 29.08.2001 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiğinin, artık ortak sıfatının bulunmadığının kabulü gerekmekte olup, mahkemenin aksi yöndeki kabulünde isabet bulmamaktadır.
    Öte yandan, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz olması durumunda, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörülmüştür. Ancak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun 23.07.2015 tarih ve 1157 sayılı kararı ile ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 03.08.2015 tarihinde faaliyete geçirilmesine, Başkan ve Üyelerinin atanmasına karar verilmiştir. Ne var ki, takip konusu alacağın ait olduğu dönemde davalının, kooperatif üyesi olmadığı anlaşıldığından, Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
    Bu durumda, mahkemece, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 40. maddesi gereğince ilgili Ticaret Sicil Memurluğu"ndan ya da anasözleşmenin 41. maddesi gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü"nden celp edilerek, davalının istifasının kesinleşmesinden sonra arsasını geri vermediği gözetilerek genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden temerrüt ihtarı gönderilmesi halinde yasal oranda temerrüt faizi ile birlikte sorumlu olduğunun kabulüyle, kooperatif uygulamalarında uzman bilirkişi aracılığıyla takip konusu edilen alacağın kaynağı ve niteliği, genel giderlere ait olan kısmı, davalının taşınmazdaki ½ payına isabet eden varsa genel giderler ve işlemiş faiz tutarıyla ilgili rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi