
Esas No: 2017/3532
Karar No: 2018/1204
Karar Tarihi: 20.02.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/3532 Esas 2018/1204 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, “davacının Kuruma 16.03.2001 tarihinden itibaren 5434 sayılı Kanun kapsamında çalışmaya başladığını bildirip bildirmediği, Kurumun davacının anılan Kanun kapsamında çalıştığını hangi tarih itibariyle öğrendiği, 26.01.2010 tarihinde Kurum uhdesine giren Altındağ Kaymakamlığı yazısı öncesinde Kurumun davacının çalışmalarına vakıf olup olmadığı araştırılarak, Kurumun, davacının çalışmalarını ve bu çalışmaların niteliğini 26.01.2010 tarihi itibariyle öğrendiğinin belirlenmesi halinde, davacıya yapılan yaşlılık aylığı ödemelerinin Kurumun hatalı işlemine dayanmadığı ve bu halde 5510 sayılı Kanunun 96. Maddesinin 1. Fıkrasının (b) bendinin davacı hakkında uygulanamayacağı gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi,,,,” hususları belirtilmiş olup, bozma sonrası mahkemece her ne kadar yazılı şekilde karar verilmiş ise de, Altındağ Kaymakamlığı’nın 27.08.2009 tarihli yazısı ile, davacının aylık almakta iken yanlarında çalıştığını davalı Kuruma bildirdiği, davalı Kurumun 30.09.2009 tarihli yazısı ile işyerinin 5335 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığının ilgili kaymakamlıktan sorulduğu, bu şekilde Kurumun davacının çalışmalarını 26.01.2010 tarihinden önce öğrendiği belirgin olduğundan, mahkemece 5510 sayılı Yasa’nın 96/b maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre hüküm kurması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.