19. Hukuk Dairesi 2014/18966 E. , 2015/5345 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 27.10.1999 tarihli Bayilik Sözleşmesi ve Bayilik Protokolü imzalandığını, davalı ..."un da bayilik sözleşmesini 50.000 USD ile sınırlı olmak üzere müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme süresinin 10 yıl olmasına rağmen davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle 17.06.2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini belirterek; fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı şirketin haksız feshi nedeniyle bayilik sözleşmesinin 19. maddesi uyarınca cezai şart alacağından dolayı 2.500 USD"nin, bayilik protokolünün 9. maddesindeki cezai şart alacağından dolayı 2.500 USD"nin ve sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyetinden kaynaklanan zararın 1.000-TL"sinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06.10.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı şirketin haksız feshi nedeniyle bayilik sözleşmesinin 19. maddesi uyarınca cezai şart alacağından dolayı 7.500 USD"nin, bayilik protokolünün 9. maddesindeki cezai şart alacağından dolayı 7.500 USD"nin ve sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyetinden kaynaklanan 124.922-TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili , taleplerin fahiş olduğunu, davacının hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti talep edemeyeceğini, ayrıca cezai şart ve kar mahrumiyetine ilişkin hesaplama yönteminin doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erme tarihinin 31.03.2010 tarihi olduğu, sözleşme süresi sona ermeden davalı şirketin keşide ettiği ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı ve haklı bir nedene dayanmadan feshedildiği, davacının sözleşmenin 19. maddesi ile kararlaştırılan 15.000-USD cezai şart tazminatı talebinin haklı olduğu, 15.000-USD cezai şart bedelinin davalı şirketin ekonomik mahvına sebebiyet verecek ölçüde bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin 19. md. uyarınca 7.500-USD, protokolün 9. md. uyarınca 7.500-USD cezai şart bedeli talep edilmiş ise de, her iki maddeye dayalı cezai şartın aynı nedenlere dayandığı anlaşılmakla ve sözleşmenin 19. md. ile cezai şart bedeli 15.000-USD olarak kararlaştırmakla, davacının cezai şart tazminatı talebinin, sözleşmenin 19. maddesindeki 15.000-USD üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği, sözleşmenin 15. maddesi ile davalı bayiinin sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde davacışirketin uğradığı zarar ve satış kaybından dolayı mahrum kaldığı karı da talep hakkı bulunduğu kararlaştırıldığından davacının 124.922,00-TL kar mahrumiyeti talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalı ..."un müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğu 50.000 USD limiti ile sınırlandırılarak, 15.000 USD cezai şart tazminatının 5.000 USD kısmına 19.08.2009 dava tarihinden itibaren, 10.000 USD kısmına ise 06.10.2010 ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle ödeme günündeki TL karşılığı ile, 124.922-TL kar mahrumiyeti bedelinin 1.000-TL kısmına dava tarihinden, 123.922-TL kısmına ise ıslah tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.