10. Hukuk Dairesi 2020/6656 E. , 2021/499 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
Dava, hizmet ve prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, 08/05/2017 kayıt (harç) tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 01/02/2013-14/04/2017 tarihleri arasında fabrika müdürü olarak aylık net 3.200,00 TL ücret ile çalıştığını, 4 yılı aşkın çalışma süresi boyunca sadece 180 gün prim ödendiğini belirterek davacının davalıya ait işyerinde 01/02/2013-14/04/2017 tarihleri arasında 3.200,00 TL ücret ile çalıştığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Feri müdahil ... 01/06/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, kurum kayıtlarına göre davacının belirtilen tarihlerde davalı işyerinde çalıştığına ilişkin bordro kaydı, işe giriş bildirgesi vs belge bulunmadığını, eylemli ve gerçek biçimde çalışmanın varlığının saptanması gerektiğini, davanın kamu düzenine ilişkin olduğunu, müvekkil kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı davaya cevap vermemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi,
Davanın kısmen kabul kısmen reddine, "Davanın kısmen kabulüne,
1-Davacının, 20/03/2013 - 25/03/2014 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1095862.041 sıra numaralı işyerinde; 26/03/2014 - 14/04/2017 tarihleri arasında ise yine davalı şirkete ait 1103573.41 sıra numaralı işyerinde kesintisiz olarak hizmet akdi ile çalıştığının tespitine,
2-Davacının, 20/03/2013 - 18/09/2013 tarihleri arasındaki prime esas kazancının, kuruma bildirilen kadar olduğunun tespitine,
3-Kuruma hiç bildirilmeyen çalışma dönemlerine ait prime esas kazançlar yönünden;
2013 yılı 9. ayında davacının aylık brüt ücretinin 3.212,93 TL olduğunun ve kuruma eksik bildirilen prime esas kazancın brüt 1.270,72 TL olduğunun,
2013 yılı 10. ayından itibaren 2014 yılı 2. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancının brüt 3.212,93 TL olduğunun,
2014 yılı 3. ayından itibaren 2014 yılı 7. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.293,25 TL olduğunun,
2014 yılı 8. ayından itibaren 2015 yılı 2. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.375,58 TL olduğunun,
2015 yılı 3. ayından itibaren 2015 yılı 7. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.459,97 TL olduğunun,
2015 yılı 8. ayından itibaren 2016 yılı 2. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.546,47 TL olduğunun,
2016 yılı 3. ayından itibaren 2016 yılı 7. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.635,14 TL olduğunun,
2016 yılı 8. ayından itibaren 2017 yılı 2. ayına (bu ay dahil) kadar aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.726,01 TL olduğunun,
2017 yılı Mart ayındaki aylık brüt ücretinin ve kuruma bildirilmesi gereken aylık prime esas kazancın brüt 3.819,16 TL olduğunun,
2017 yılı Nisan ayındaki aylık brüt ücretinin brüt 3.819,16 TL olduğunun ve on dört günlük çalışması karşılığı kuruma bildirilmesi gereken prime esas kazancın brüt 1.782,28 TL olduğunun tespitine,” karar vermiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesince, feri müdahil Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/ 1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fer"i müdahi Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; hizmet tespiti davaları her türlü delille ispatlanabilirse de gerçek ücretin (prime esas kazanç) yazılı delille ispatı gerektiğini ileri sürmektedir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Mahkemenin,davacının hizmet tespiti istemine dair kararı yerinde ise de prime esas kazanca yönelik isteme dair kararı eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 4/1(a) maddesi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamının esas alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, maddenin 1/(b) bendinde sayılan istisnalara girmemesi koşuluyla hizmet akdi karşılığı elde edilen gelirlerden sigorta primi kesilmesi asıldır. Anılan Kanunun 3. maddesinde ücret, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmış, 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde de genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tarif edilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin 1. fıkrasının (a)/(1) alt bendindeki “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. (3) numaralı alt bend gereğince, idare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, Mahkemece, prime esas kazancın tespitine yönelik; davalı işveren tarafından davacıya 14.04.2017 tarihinde Garanti Bankası üzerinden yapılan 26.800 TL’lik toplu ödemeye ilişkin belgenin öncelikle niteliğinin belirlenmesi,bu ödemenin işçilik alacakları kapsamında yapılan bir ödeme olduğunun anlaşılması halinde hangi döneme karşılık yapıldığının açık ve net şekilde belirlenip bu kapsamda bu ödemenin yapıldığı aya veya akit sona ermişse yapılan ödemenin yalnızca hizmetin gerçekleştiği son ayın prime esas kazancına dahil edilebileceği de dikkate alınmak suretiyle yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
O hâlde, fer"i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.