15. Hukuk Dairesi 2019/2639 E. , 2020/448 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Dairemizin görev bozması üzerine ara kararı ile davanın Asliye Hukuk mahkemesi sıfatı ile görülmesi karar verilmiş olup, kararın 2, 3, 4 ve 5. sayfaları üst kısmında parantez içerisinde Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yazılmış olması maddi hataya dayalı olup mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici davalı iş sahibi olup taraflar arasında davalının Afyon ili Dinar ilçesi Haydarlı kasabasında bulunan taşınmazı üzerinde kaba yapısı tamamlanmış inşaatın ince inşaat işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda ihtilâf yoktur. Davacı taraf tarihsiz ve davalıya gönderildiği anlaşılan teklif mektubuna dayanarak akdî ilişkinin malzeme, işçilik ve kâr şeklindeki bedel karşılığında kurulduğunu iddia etmiş ise de, davalı tarafça teklifin kabul edildiği ispatlanamadığından akdî ilişkinin teklif mektubundaki koşullarda kurulduğunun kabulü mümkün değildir. Davalı tarafça taşeron sözleşmesi başlıklı ve 15.10.2010 tarihli sözleşme ibraz edilmiştir. Davacı taraf bu sözleşmenin gerçek olmayıp SGK"ya ibraz edilmek üzere sunulduğunu iddia etmekte birlikte sözleşme altındaki imzalar inkâr edilmediği ve davacı bunun sadece SGK"ya verilmek üzere düzenlendiğini yasal delillerle ispatlayamadığından söz konusu sözleşmenin taraflar için bağlayıcı olup akdî ilişkinin bu sözleşmeye göre kurulduğunun kabulü zorunludur.Sözleşmenin 7. maddesinde birim fiyatın (aşağıdaki) pursantaj doğrultusunda olacağı belirtilmiş ise de; sözleşme altında pursantaj bulunmamaktadır. 8. maddede taşerona 200.000 Euro nakit ödeme yapılacağı belirtilmiş ve 5. maddesinde yüklenicinin iş sahibine 2000.000 Euro"luk teminat senedi vereceği kararlaştırılmış olup nakit ödemenin yapıldığı ve teminat senedinin alındığı tarafların kabulündedir. Yine sözleşmenin 9. ve 12. maddesinde
yüklenicinin işi bitirme tarihinin 01.07.2011 olduğu ve gecikme halinde her gün için binde 5 oranında nefaset miktarının hakedişinden kesileceği kararlaştırılmıştır. Taraflar için bağlayıcı olduğu kabul edilen sözleşmenin diğer maddelerinde de iş bedeli toplamının ne kadar olduğu yazılı değildir.Yargıtay ve Dairemiz uygulamasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kabul edilip sözleşmede bedel yazılı olmaması ya da sözlü sözleşme ilişkisinde tarafların bedelde anlaşamamaları halinde yüklenicinin gerçekleştirdiği imalât bedelinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 366 ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK"nın 481. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanacağı kabul edilmelidir. Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici kârı ve KDV olacağından bunlar ayrıca eklenmeyecektir.Sözleşme konusu işle ilgili yapılan ödemelerle ilgili olarak davalı tarafça Ziraat Bankası ... şubesinin 08.05.2012 ve 20.06.2012 tarihli müşteriden döviz alış ve vadeli hesap kapama dekontlarına dayanılmış ise de; söz konusu dekontlar davalıya bankadan yapılan ödemelerle ilgili olup davacı tarafça kabul edilmediği ve davalı çektiği bu paraları davacıya ödediğini yasal delillerle kanıtlayamadığından bunların ödemeye dahil edilmesi mümkün değildir. İbraz edilen havale dekontu ve davacının kabulündeki Ziraat Bankası ... şubesinin 27.10.2015 tarihli havalesi ile 226.460,00 TL"nin davacıya havale edildiği ve 200.000 Euro"nun da 12.08.2010 tarihinde davacıya ödendiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı tarafça davacıya ödenen iş bedeli 200.000 Euro ve 226.460,00 TL olmaktadır.
Bu durumda mahkemece mahallinde keşif yapmak suretiyle rapor alınan bilirkişi kurulundan; davacı yüklenicinin 15.10.2010 tarihli sözleşme ile davalı iş sahibine ait inşaatta yaptığı ince inşaat işlerinin yapıldığı yıllar itibariyle yüklenici kârı ve KDV bedele dahil olacağından ayrıca bunlar eklenmeksizin mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli ve davacının bu şekilde hesaplanacak imalât bedelini dikkate alarak sözleşmenin 9. maddesi gereğince işin bitirilerek teslimi gereken 01.07.2011 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar günlük binde 5 oranında geçikme tazminatı miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elvrişli ek rapor alınıp bulunacak davacının isteyebileceği iş bedelinden hesaplanacak gecikme tazminatı ile ödenen 200.000 Euro"nun ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı ve 27.10.2015 tarihinde yapılan 226.460,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.