3. Hukuk Dairesi 2013/20448 E. , 2014/5258 K.
"İçtihat Metni"17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2012/457-2013/292
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; davacı kuruma ait ekip tarafından çeşitli tarihlerde . Caddesi. No:7 adresinde bulunan Kültür Çarşısındaki lavabo ve tuvaletlerde atık su aboneliği olmadan kuyu suyunun kaçak olarak kullanıldığının tespit edildiğini iddia ederek, bu çarşıda faaliyet gösteren davalı hakkında düzenlenen 19.01.2010 tarihli kaçak tutanağına istinaden başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, esasa ilişkin olarak da davanın reddini dilemiştir.
Yerel Mahkemece; davada, 21/11/2006-09/01/2010 tarihleri arasında kuyu suyu kullanımı nedeniyle üretilen atık su bedelinin talep edildiği, BK nun 60/1 maddesi gereğince davacının zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren 1 yıllık zaman aşımı dolduktan sonra 13/04/2012 tarihinde icra takibi yapıldığı; itiraz üzerine de iş bu davanın açıldığı tespit edildiği gerekçesi ile, davanın zaman aşımı yönünden reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; abonelik olmaksızın kaçak atık su kullanımından kaynaklanmaktadır. Mahkemece; eylem haksız fiil kabul edilerek, haksız fiillerde de zamanaşımı süresi bir yıl olduğundan bahisle, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Tekel niteliğinde bir hizmette bulunan ASKİ’nin fiili veya yasal bir engel bulunmayan hâllerde, atıksu hizmetinden yararlanmak isteyen kişilerle sözleşme yapmak mecburiyeti vardır. Sözleşmenin kurulmasıyla ASKİ, karşı taraf abonenin hizmetine atıksu hizmetini sağlamakla yükümlü olup, anılan hizmetten yararlanan kişinin de hizmetin bedelini ödemesi gerekir. Sonuç itibarıyla sözleşmesiz ve kaçak olarak atıksu hizmetinden yararlanan davalının yasal mevzuat uyarınca anılan atıksu bedelini ödemesi gerektiği her türlü kuşkudan uzaktır.
Davacı kurum, sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla kamuya hizmet sunmuş bulunmaktadır. Davalı taraf ise, sözü edilen bu hizmetten (atık su aboneliği) sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın (ve belkide bunu istemeksizin) karşılıksız olarak ASKİ idaresinin kanalisazyon hizmetinden yararlanmış bulunmaktadır. O hâlde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmelidir. Bu sonuç için sunulan edimden davalının sadece yararlanmış olması gerekli ve yeterlidir. Sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulduğu kabul edildiğinde zamanaşımı süresinin de bir yıl değil 10 yıl olması gerekir. Aksine bir yaklaşım, dürüst ve ilkeli davranarak, sözleşme yaparak normal tüketime ilişkin tarifeye göre ödeme yapan kişilerin aleyhine, kaçak atık su kullananların lehine bir sonuca yol açılarak, kaçak kullananlar korunmuş ve kaçak atık su kullanımı teşvik edilmiş olur ki, bu da hukuken kabul edilebilecek bir ilke değildir. Bunun aksini kabul, tipik bir hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Böylesi bir duruma ise hukuk düzeninin izin vermeyeceği aşikârdır. (4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 2), (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun; 2000/3-1803 Esas-2000/1813 Karar, 2002/3-100 Esas-2002/68 Karar, 2009/13-461 Esas-2009/495 Karar, 2011/7-690 Esas, 2011/617 Karar, 2012/3-1927 Esas, 2013/1406 Karar, 3. Hukuk Dairesinin; 2000/2965 Esas, 2000/3341 Karar, 2000/6057 Esas, 2000/6244 Karar, 2010/8157 Esas, 2010/10301 Karar sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.)
Hal böyle olunca; taraflar arasında sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulduğu gözönüne alındığında, B.K.’nun 125.maddesine göre zamanaşımı süresi 10 yıldır. Dava tarihi itibarı ile bu süre dolmadığına göre, mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.