17. Hukuk Dairesi 2015/17242 E. , 2018/3949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı borçlu müteahhitlik yapan ..."e 2010 yılının son anlarından itibaren dökme çimento sattığını, bu ticari ilişkiden dolayı davalıdan alınan çeklerin son dönemlerde ödenmemeye başlandığını, ... Müdürlüğü"nün 2012/1515 Esas sayılı dosyası ile 454.000,00 TL"lik ... takibine başlandığını, kesinleşen takip üzerine davalı adına yapılan sorgulamada ... plaka sayılı bir araç ile ... İli, ... İlçesi, ... Ada, ... parselde kayıtlı ... nolu bağımsız bölüm dışında hacze kabil mal bulunmadığını, bu gayrimenkuller üzerinde ise birden fazla haczin var olduğunu, yapılan araştırmalar neticesinde ..."in mal varlığını kaçırdığının tespit edildiğini, satışı gerçekleştirilen taşınmazların gerçek değerleri ile tapu da gösterilen satış bedelleri arasında mislini aşan fahiş farklar bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile mal kaçırmak amacıyla satışı yapılan ... İli, ... İlçesi, ... Ada, ... parselde kayıtlı ...-...-... nolu bağımsız bölümlerin davalılar arasındaki el değiştirmesine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davacı tarafça harç değerinin 10.000,00 TL olarak gösterilerek bu değer üzerinden harç yatırıldığını, davacının dava dilekçesinde alacak miktarı olarak 454.000,00 TL talepte bulunduğunu, bu değer üzerinden harç yatırılması gerektiğini belirterek aksi takdirde davanın usulden reddini talep etmiştir.
Davalı ...; dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Ada, ... parselde kayıtlı ... numaralı daireyi aralarında yapılan Kat Karşılığı Arsa Devir Sözleşmesi uyarınca davalı ..."den satın aldığını, herhangi bir muvazaalı işlem olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu arsanın babasına ait olduğunu, arsa karşılığı olarak taşınmazı satın aldığından Tapu Müdürlüğü"nde taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini, davacının iddialarının yersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Ada, ... parselde kayıtlı ... numaralı daireyi aralarında yapılan Kat Karşılığı Arsa Devir Sözleşmesi uyarınca davalı ..."den satın aldığını, herhangi bir muvazaalı işlem olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu arsanın babasına ait olduğunu, arsa karşılığı olarak taşınmazı satın aldığından Tapu Müdürlüğü"nde taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini, davacının iddialarının yersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; takip dayanağı 30/04/2012, 19/05/2012, 20/05/2012, 30/05/2012 vade tarihli çekler olduğunu, çeklerin süresinde bankalara ibraz edilmesinde karşılıksız olduğunun anlaşıldığını, dava konusu taşınmazların 22/02/2012 tarihinde satış yapılarak davalılar adlarına tescil aldıklarının tapu kaydından görüldüğünü, ilgili borcun tasarruftan sonra doğduğunu, davalılar tarafından açılan tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce
yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkeme gerekçesinde davaya konu tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res"en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut uyuşmazlıkta; Takip dosyasına konu olan çekler 30/04/2012, 19/05/2012, 20/05/2012, 30/05/2012 keşide tarihli olup; iptali istenen tasarruflar ise 22/02/2012 tarihinde yapılmıştır. Takibe dayanak çeklerin keşide tarihine göre iptali istenen tasarruftan sonra düzenlediği anlaşılmakta ise de bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususu yeterince araştırılmamıştır. Bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun (ticari ilişkinin) takip dayanağı çeklerin keşide tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürmesi durumunda mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmeli, davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilmesi üzerinde durulmalı senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, gerektiğinde davacı alacaklının
ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. Borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde işin esasına girilerek iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise şimdiki gibi davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre de; dava tasarruf tarihinin borcun doğumundan önce olduğu dolayısı ile dava koşulu gerçekleşmediğinden red edildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.