10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/190 Karar No: 2018/1174 Karar Tarihi: 19.02.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/190 Esas 2018/1174 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/190 E. , 2018/1174 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 26.11.2002 günü gerçekleşen iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli sürekli iş göremezlik geliri, geçici iş göremezlik ödeneği ve tedavi masrafından oluşan Kurum zararının davalılardan teselsül hükümlerine göre rücuan alınmasına ilişkin davanın; Sigortalının %37 olarak belirlenen iş göremezlik oranına davalılar tarafından itiraz edildiği halde yöntemince incelenmediği anlaşılmıştır. Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesi ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, öncelikle sigortalının sürekli iş göremezlik derecesine ilişkin kontrol kaydı sonucu araştırılarak mevcut ise rapor dosyaya celp edilmeli, kontrol kaydı sonucu belirlenen iş gücü kaybına itiraz olması halinde, yukarıda belirtilen açıklamalar kapsamında sürekli iş göremezlik derecesine yönelik itirazlar değerlendirilerek sürekli iş göremezlik durumu kesinleştirilerek karar verilmelidir. Mahkemece, tüm bu hukuki ve fiili durumlar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.