1. Hukuk Dairesi 2020/3810 E. , 2021/2155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babaları Abdullah Çelebi adına kayıtlı 248, 262, 287 ve 19 parsel sayılı taşınmazların, intikal işlemlerinin yapılması amacıyla kardeşi olan davalı ..."i vekil tayin ettiğini, davalı ..."in vekalet görevini kötüye kullanarak, bilgisi ve rızası dışında, taşınmazlardaki paylarının tamamını satış göstermek suretiyle kardeşi olan diğer davalı ..."e devrettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, payları karşılığı kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescilini, olmazsa taşınmazlardaki payının rayiç bedellerinin davalılardan tahsilini istemiş, aşamada verdiği ıslah dilekçesi ile ecrimisil talebinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının yapılan işlemlerden haberdar olduğunu, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını ve bedelin davacıya ödendiğini, davacı ile birlikte başka kardeşlerin paylarının da devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle 248, 262, 287 ve 392 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, 393 ve 394 parsel sayılı taşınmazlar bakımından bedel isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise davalı ..."in taşınmazlarda paydaş olup intifaden men koşulunun gerçekleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine dair verilen karar Dairece "...Somut olaya gelince; davacı, dava konusu taşınmazlardaki paylarının tamamını kardeşleri Necmettin ve Selvi ile birlikte aynı akitle 2003 yılında temlik etmiş, davayı ise 2011 yılında açmıştır. Her ne kadar, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davalar herhangi bir hakdüşürücü ve zamanaşımı süresine bağlı değil ise de kardeşleri ile birlikte payını satan davacının bu durumu bilmediğini iddia etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Öte yandan davacı tanığı olarak dinlenen kardeşler Hidayet ve Lütfiye"nin davalılarla ihtilafı olup, Kilis Noterliği"nin 21.05.2010 tarih ve 6514 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taşınmazları kullanmamaları için davalılara ihtarname keşide etmişlerdir. Bu nedenle ifadeleri samimi bulunmamıştır. Davalı tanıkları ise satışın davacının iradesine uygun olduğunu, bedelin de ödendiğini bildirmişlerdir. Açıklanan bu somut olgular yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığından bahsetme olanağı yoktur. Öte yandan, davacı taraf dava dilekçesinde ecrimisil isteğinde bulunmamış, 16.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil talebinde de bulunmuş ise de; ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olup, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı; bu bağlamda dava konusu taşınmazlar hakkında tapu iptali tescil istemli açılmış olan davada peşin karar ve ilam harcı yatırılmak ve ıslah talebi olduğu belirtilmek suretiyle verilen dilekçedeki, başta dava edilmeyen ""ecrimisil"" isteminin hukuken “ıslah” olarak kabulüne olanak bulunmadığı, bu yolla ayrı bir dava konusu teşkil eden unsurların mevcut davaya ıslah yoluyla dahil edilemeyeceği, ıslahın bir usul işlemi niteliği taşıması, bir dava olmaması karşısında, hukuken ayrı bir dava olarak da nitelendirilemeyen dilekçedeki talebin, eldeki davada değerlendirilmesine, bu dilekçe hakkında herhangi bir işlem yapılmasına olanak bulunmadığı anlaşılmakla; sonradan verilen dilekçeyle dava konusu edilmek istenen ecrimisil isteği hakkında usulünce bir ıslah ya da ayrı bir dava varmış gibi hüküm kurulması da doğru değildir.
Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.