11. Hukuk Dairesi 2017/4824 E. , 2017/7414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/05/2015 tarih ve 2013/164-2015/1055 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından müvekkili şirketin Ziraat Bankası ...Şubesindeki 0030/55137809-5001 nolu hesabına 29.03.2013 tarihinde 496.466,00 TL yatırıldığını, bu paranın davalı tarafından kendisine verilen vekaleti kötüye kullanmak suretiyle kendi hesabına aktarıldığını, paranın tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibe konu alacağın %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada, asıl davanın davalısının şirket hesabındaki parayı kendi hesabına aktardığını, daha sonra paranın bir kısmını birleşen davanın davalısının hesabına aktardığını, her iki davalının el ve işbirliği içinde olduklarını ileri sürerek birleşen davanın davalısı hesabına yatan 362.254,29 TL bakımından asıl davanın davalısı ile müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması ile bu davalıdan da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, şirketi temsil ve ilzama müvekkilinin yetkili olduğunu, şirketin yetkili organlarınca verilmiş bir vekalet bulunmaksızın bu davanın açıldığını, müvekkilinin şirketin borçlarını ödediğini, bu nedenle şirketten alacaklı olduğunu, şirketteki diğer hissedarın şirketin içini boşalttığını, bu paranın şirketten ayrılma ve alacakları karşılığı olduğunu ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, diğer davalının müvekkiline olan borcunu ödediğini, aksini iddia edenin bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ..."in şirket hesabına yatırılan 496.383,23 TL"yi kendisine verilen vekalete istinaden çektiği, fakat parayı şirket işlerinde kullanmadığı, şahsi hesabına geçirdiği, daha sonra bu paranın 362.254,29 TL"sını 01.04.2013 tarihinde davalı ... adına olan hesaba havale yaptığı, davalısının ortaklık payı karşılığında ve şirket borçlarının kendisi tarafından ödenmesi nedeni ile şirketten olan alacağı karşılığında aldığını savunduğu, fakat ortaklıktan çıkmanın prosedürüne uygun hareket edilmediği, vekilin kendisi ile işlem yapma yasağına aykırı hareket edildiği, davalı ..."ın diğer davalının eniştesi olduğu ve borç ilişkisine dair herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Birleşen davada davalı vekilinin temyizine gelince; davalı vekili, paranın alacağına istinaden kendi hesabına havale yapıldığını savunmuştur. Davacı tarafından her iki davalı arasında muvazaa ilişkisinin bulunduğu ileri sürülmüş olup bu hususun ispat yükü kendisindedir. Havele yapılması, tek başına muvazaanın varlığına delalet etmez. Mahkemece ispat yükü ters çevrilmek suretiyle alacaklı olduğunu ispat külfetinin birleşen davanın davalısı üzerinde bulunduğundan bahisle birleşen davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile asıl davanın ONANMASINA (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davalının temyiz itirazının kabulü ile birleşen davanın birleşen davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 20.944,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen davada davalıya iadesine, 19/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.