MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 603 günlük zorunlu sigortalılığı bulunan eşinin 540 günlük askerlik borçlanması ile birlikte ölüm aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının vefat eden eşinden dolayı askerlik borçlanması ile birlikte ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının eşi olan sigortalı ..."in 28.08.1993 – 28.02.1995 tarihleri arası dönemdeki 540 günlük askerlik borçlanma talebini reddeden Kurum işleminin iptaline, 01.07.2000 – 31.03.2013 tarihleri arasındaki dönemde fasılalarla 603 günlük zorunlu sigortalılığı bulunan müteveffa ..."in 540 günlük askerlik süresine karşılık gelen ... ... sigorta primlerinin ödenmesi halinde davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki kurum sataşmasının önlenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının murisi olan eşinin 18.07.2013 tarihinde vefat ettiği, murisin 01.07.2000 – 31.03.2013 tarihleri arasında 603 gün 506 sayılı Yasa kapsamında hizmeti bulunduğu, davacı tarafından 540 günlük askerlik borçlanması bedelinin ödenmediği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın 32/2-a maddesinde ölüm aylığının; en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda ise; davacı murisinin her türlü borçlanma süreleri hariç 900 gün prim ödemesi bulunmadığından, davacının ölüm aylığına hak kazanamayacağı ve şarta bağlı hüküm kurulamayacağı göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.