14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/15494 Karar No: 2016/194 Karar Tarihi: 12.01.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/15494 Esas 2016/194 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/15494 E. , 2016/194 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.05.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu 122, 137 ve 140 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; 28. maddesinde, adresi meçhul olanlara tebligatın ilanen yapılacağı; 35. maddesinde kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin adresini değiştirmesi durumunda bundan sonraki tebliğlerin ne şekilde yapılacağına ilişkin hükme yer verilmiştir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde de, tebligatın, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılacağı; bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınacağı; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; ayrıca adres araştırması yapılmayarak 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verileceği ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Somut olayda, davalılardan ..., ... ve ... adına çıkarılan tebligatların bila iade dönmesi üzerine mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı dosya içerisindeki tebligat parçalarından anlaşılmaktadır. Belirtilen kanun ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde, adı geçen davalılara 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre yapılan tebligatlar geçersizdir. Bu durumda, anılan hükümler çerçevesinde mahkemece, davalılara yapılacak tebligatın öncelikle bilinen en son adreslerine çıkarılması; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın buraya yapılması; adresleri meçhul olanlara ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.