11. Hukuk Dairesi 2016/5217 E. , 2017/7411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2014/477-2015/372 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin küvet vb. ürünlerin üretimini yaptığını, yurt içinde ve dışında birçok bayisi bulunduğunu, davalı şirketin TPE nezdinde 2008/09702 numaralı "kaydırmaz zemin modeli" faydalı modeli ile 2008/06333 sayılı endüstriyel tasarım belgesinin yeni ve ayırt edici bir özelliğe sahip olmamasına rağmen tescil ettirdiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/181 E 2012/90 K sayılı dosyası ile faydalı modelin hükümsüz kılındığını, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/180 E 2011/993 K sayılı dosyası ile de endüstriyel tasarım belgesinin hükümsüzlüğüne karar verildiğini, bu yenilik vasfı bulunmayan tescillere dayalı ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunması nedeniyle savcılıkça müvekkili şirketin işletmesinde 66 adet ürüne mühürlenerek el konulduğunu, işlem sürecinde müvekkili şirketin işletmesinin üç gün kapatıldığını ancak yapılan yargılamalar sonucunda müvekkili şirketin haklı olduğunun tespit edildiğini, üç gün kapalı kalma neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını, ayrıca bu soruşturma neticesinde müvekkili şirketin ticari itibarının da zedelendiğini ileri sürerek 100.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli olarak bu tescilleri yaptırdığını, olayın tescil belgelerinden kaynaklanan hak aramasından ibaret olduğunu, müvekkili firmanın kusurunun bulunmadığını, bu nedenle maddi ve manevi tazminat istemlerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın davacı hakkında suç duyurusunda bulunduğu dönem içerisinde davaya konu ürün hakkında davalı adına tasarım tescil belgesi bulunduğu, fakat davalının içinde bulunduğu piyasada daha önce kamuya sunulmuş olan ürünler hakkında yeterli derecede bilgiye sahip olduğunun kabulü gerektiği, dava önce piyasaya sunulan ürünler için kendi tasarımıymış gibi 2008 yılında kendi adına tescil ettirdiği, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişinin iyiniyet iddiasında da bulunamayacağı, davalının şikayetinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu, bu durumda davacı işletmesindeki ürünlere el konulması ve bir müddet davacı iş yerinin üretim yapamamasının davalı tarafından bir hakka dayalı olmaksızın kötü niyetli engellenmiş olduğu, bu nedenlerle 707,63 TL maddi ve 4.000,00 TL manevi tazminatın tahsili ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalının tescilli faydalı model ve tasarım belgesine istinaden yaptığı hak arama sınırlarının aşılmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
554 sayılı KHK"nin 45-2 ve 58. maddeleri ile 551 sayılı KHK"nin 166. maddesi yollamasıyla aynı KHK"nin 131-2 ve 146. maddeleri uyarınca, bu davalarda ihtisas mahkemesi görevlidir. Anılan madde hükümlerine göre asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığı"nın teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olup, bu düzenleme uyarınca 551 sayılı ve 554 sayılı KHK"dan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünün ihtisas mahkemelerinin görevi dahilinde olduğu anlaşılmaktadır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile; fikri ve sinai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, iki asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin 5846 sayılı FSEK 551, 554, 555 ve 556 sayılı KHK"lardan kaynaklanan hukuk davaları için "yetkilendirilmesine" ilgili mahkemelerin yargı çevresinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmiştir. 551 sayılı ve 554 sayılı KHK"dan kaynaklanan uyuşmazlık yönünden görevli olan ihtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisidir.
Bu durumda, anılan HSYK kararı uyarınca ... İlçesi"nin bağlı bulunduğu ...Adli Yargı Adalet Komisyonu’nda bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin iki tane olması halinde 1 numaralı olan mahkemenin, ikiden fazla Asliye Hukuk Mahkemesi bulunması halinde ise 3 numaralı mahkemenin fikri ve sınai haklara ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiş ihtisas mahkemesi olması nedeniyle uyuşmazlığın açıklanan şekilde belirlenecek ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilen Asliye Hukuk Mahkemesi"nde görülmesi için dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususun gözden kaçırılarak yargılamaya devam olunması ve uyuşmazlığın esasına girilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle re’sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın görev yönünden re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.