Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12689
Karar No: 2018/3941

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12689 Esas 2018/3941 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/12689 E.  ,  2018/3941 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı ... şirketi tarafından zorunlu mali trafik sigortası ile sigortalı olan, davalı ..."ya ait ... plakalı aracın diğer davalı ..."nın sevk ve idaresinde iken 27/12/2004 tarihinde müvekkillerin murisi ..."in kullandığı ... plakalı araca çarptığını ve meydana gelen kaza nedeniyle müvekkillerin murisinin vefat ettiğini, bu olaydan sonra mütevefanın eşi olan ..."nin destekten mahrum kaldığını, bu olaydan sonra müvekkillerin cenazenin defin işlemleri için toplam 4.500,00 TL harcadıklarını, mütevefanın eşi ... için 15.000,00 TL, mütevefanın babası ... için ve annesi ... için ayrı ayrı 7.500,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, eşi ... için fazlaya dair hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının; davalı şirket için dava tarihinden, diğer davalılar için olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile her üç davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilleri tarafından yapılan 4.500,00 TL cenaze, defin ve diğer giderlerin davalı şirket için dava tarihinden, diğer davalılar için olay tarihinden itibaren yasal faizi ile her üç davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama
    giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...vekili; davacı tarafın tazminat talebinin zamanaşımına uğraması nedeniyle öncelikle davanın esasına girilmeden usulden reddine karar verilmesini talep etmekle, davacı tarafça atılan davayı kabul etmediklerini, davaya konu kazada kusurun belirlenmesini, gerekli belgelerin eklenmesi suretiyle şirketlerine müracat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdünün söz konusu olamayacağını, kazaya ilişkin resmi evrakların müvekkil şirkete sunulmadığını bu nedenle temerrüdün söz konusu olmayacağını ve dava tarihinden önce faiz sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ve ... vekili; Meydana gelen kazada düzenlenen kaza tespit tutanağında mütevefa ..."in 1.derecede kusurlu olduğunu, ceza davasında taraf kusurlarının mütevefa için 5/8, müvekkillerinin ise 3/8 oranında olduğunu, ceza yargılaması delilleri ile uyumlu olmayan ve hukuki dayanağı olmayan davacı taleplerinin reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne; davacı eş ... için 10.000,00 TL, davacı baba ... için 5.000,00 TL ve davacı anne ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar ... ve ..."dan müteselsilen (dayanışmalı olarak) alınarak davacılara verilmesine ve alacağa haksız fiil (kaza) tarihi olan 27/12/2004 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 38.704,36 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı ... Şirketi ... Sigorta AŞ yönünden sigorta poliçesi kapsamı ve limiti (40.000,00 TL) ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müteselsilen (dayanışmalı olarak) alınarak davacı ..."e verilmesine, alacağa davalılar ... ve ... yönünden, haksız fiil (kaza) tarihi olan 27/12/2004 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... AŞ yönünden ise dava tarihi olan 04/01/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacıların cenaze, defin, vb. Giderlere ilişkin davalarının kabulüne, 4.5000,00 TL alacağın, davalı ... Şirketi ... Sigorta AŞ yönünden sigorta poliçesi kapsamı ve limiti (40.000,00 TL) ile sınırlı olmak üzere, davalılardan
    müteselsilen (dayanışmalı olarak) alınarak davacılara verilmesine, alacağa davalılar ... ve ... yönünden, haksız fiil(kaza) tarihi olan 27/12/2004 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... AŞ yönünden ise dava tarihi olan 04/01/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar Adnan ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı,manevi tazminat ve cenaze ve defin masrafları istemine ilişkindir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar.
    Somut olayda Belediye Başkanlığı tarafından sunulan cevabi yazıda yetişkin bir kişinin cenaze ve defin giderlerinin yaklaşık olarak 600,00 TL, Cide Kaymakamlığı İlçe Müftülüğü’nün cevabi yazısında da; yetişkin bir kişinin cenaze ve defin giderlerinin ölüm tarihi itibariyle tahmini 300,00 TL, dava tarihi itibariyle de tahmini 1.000,00 TL olduğunun bildirildiği, mahkemece davacılar tarafından talep edilen 4.500,00 TL cenaze ve defin masrafının gerekçesiz olarak kabul edildiği, ayrıca söz konusu masrafa dava konusu kazada vefat eden ...’in kusuru oranında indirimin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında cenaze dolayısıyla yapılması zorunlu olan masrafların ilgili Müftülük ve Belediye yazısı dikkate alınmak suretiyle makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilerek ve vefat eden ...’in kusuruna göre indirim yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
    3-Destekten yoksun kalma zararının hesabında desteğin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve
    emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
    Somut olayda, desteğin geliri aktif ve pasif dönem geliri olarak ayrılmamış, ayrıca yıllık bazda geliri hesaplanmıştır. Desteğin pasif dönemine ilişkin tazminata esas geliri belirlenirken AGİ dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle, pasif döneme ilişkin hesaplamanın, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması ve 6 aylık dönemler halinde hesaplanması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu nedenle; mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, aktüer hesaplama yöntemine uygun, denetime elverişli ve tarafların itirazlarını karşılayacak rapor alınarak tazminatın belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı hesap raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    4-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve
    şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."ya geri verilmesine 9.4.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi