11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/9000 Karar No: 2017/6462 Karar Tarihi: 09.10.2017
Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9000 Esas 2017/6462 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin sahte fatura kullanmaktan suçlu bulunmasına karar verdi. Ancak kararın gerekçesinde, soruşturmanın yeterli şekilde yapılmadığına ve delillerin incelenmemesine dikkat çekildi. Ayrıca, sanık hakkında başka bir davada da sahte fatura kullanmaktan dava açıldığı ancak kararda sadece bir şirketten sahte fatura kullanmaya yönelik hüküm kurulduğu belirtildi. Kanun maddeleri olarak, suçun Vergi Usul Kanunu'nun 227. ve 230. maddelerinde tanımlandığı dile getirildi.
11. Ceza Dairesi 2017/9000 E. , 2017/6462 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2005 takvim yılında sahte fatura kullandığının iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın suçlamaları kabul etmemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosya kapsamına göre suça konu faturaların Adli Emanetin 2009/1793 ve 2010/1336 sırasında kayıtlı bulundukları görülmekle, suça konu faturalardan kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretleri dosya içerisine konulup incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketler hakkında karşıt inceleme raporları hazırlandığı belirtildiğinden, sahte fatura düzenleyen şirketler hakkında hazırlanan raporların tamamının getirtilmesi, sahte fatura düzenleyen ilgili şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde ve birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; a)Sanık hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 05.05.2009 tarih ve 2009/6014 esas sayılı iddianamesi ile 2005 takvim yılında ..... İnş....... Şti ile ..... San.Tic. Ltd. Şti isimli şirketten aldığı sahte fatura kullanmak, birleştirme kararı verilen Kadıköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/512 esas sayılı dosyasında ise; Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 15.02.2010 tarih ve 2010/2974 esas sayılı iddianamesi ile 2005 takvim yılında .... ..... San. ve Tic. Ltd. Şti aldığı sahte faturaları kullanmak şeklindeki eylemleri nedeniyle kamu davası açıldığı halde, gerekçeli kararda sanık hakkında yalnızca ..... İnş. Tah. Ltd. Şirketi"nden temin ettiği sahte faturaları kullanmak eylemine ilişkin olarak hüküm kurulması, b)Adli Emanetin 2010/1336 sırasında kayıtlı bulunan faturalar hakkında herhangi bir karar verilmemesi, c)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 09.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.