17. Hukuk Dairesi 2015/16200 E. , 2018/3937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumetten reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacılardan ..."in eşi, diğer davacıların babası ..."in Vakıfbank ... Şubesinden kredi çektiğini, kredi çekerken davalı şirket tarafından hayat sigortası yapıldığını, Necmettin Erim"in 03.06.2013 tarihinde intihar sonucu vefat ettiğini, davalı şirkete davacıların yaptığı müracaat üzerine davalı şirketin Necmettin Erim"in intihar sonucu vefat ettiğini, Grup Sigorta Sözleşmesi, Hayat Sigortası Genel-Özel Şartları ve Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri gereğince, tazminat ödenemeyeceğini davacılara bildirdiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, sigortalının sigorta öncesinden gelen kanser hastalığına bağlı vefatının teminat kapsamı dışında olduğunun kararlaştırıldığının ancak intihar ile ilgili olarak bir düzenleme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 10.000,00-TL"nin intihar tarihinden itibaren başlayacak ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; söz konusu sigorta poliçesi üzerinde T.Vakıflar Bankası T.A.O."nın daini mürtehin kaydı bulunduğunu, davacıların sigortalının bankaya olan borcunun ödenip ödenmediği, kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığının araştırılması gerektiğini, daini mürtehin alacaklısı bankanın davadan haberdar edilmesi ve davanın açılmasına muvafakat verilip verilmediğinin araştırılması gerektiğini, davacı muris sigortalının 03.06.2013 tarihinde intihar etmek sureti ile vefat ettiği, davacılar tarafından bu durumun kabul edildiği, davacıların murisi sigortalının intihar etmek sureti ile vefat etmesi nedeni ile vefat tazminatı talebinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Bankanın muvafakat yazısı ile şartlı muvafakatta bulunduğu, şarta bağlı muvafakat olamayacağından ve bu anlamda ortada gerçek anlamda bir muvafakatın olmadığı anlaşıldığından, açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1493/7 (6762 sayılı TTK 1329) maddesinde "üçüncü bir şahsın lehine yapılan hayat sigorta mukavelesinden doğan hak ve menfaatleri sigortacıdan talep ve tahsil salahiyetinin doğrudan doğruya o kimseye ait olduğu" öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta, davaya konu hayat sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş., sigortalı muris ... sigortacı ... olup sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş. olarak gösterilmiştir.
Sigorta ettiren olarak sigorta şirketinden tazminat talep etmek hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigortalı ancak sigorta ettiren ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o surette sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur.
Somut olayda, yargılama aşamasında sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş."ye davaya ve ödemeye muvafakatinin bulunup bulunmadığı sorulmuş, Vakıfbank A.Ş. tarafından davaya muvafakat etmedikleri bildirilmesi üzerine, aktif husumet ehliyeti için davacı tarafça sigorta ettirenin davaya muvafakati sağlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar
verilmiştir. Karar tarihinden sonra davacı vekili tarafından Vakıfbank A.Ş."nin 06/10/2015 tarihli yazısı ile davacı tarafından; Vakıfbank tarafından verilen ve davacılar murisi ...’in kredisine ait son taksidin ödendiği ve 05/10/2015 tarihi itibariyle borcu bulunmadığını belirten yazı kopyası dosyaya eklenmiştir. Sigorta ettiren tarafından verilen muvafakatin davanın her aşamasında tamamlanabilen dava şartı olup davacı tarafından dosyaya eklenen sözkonusu muvafakate ilişkin yazı araştırılarak usulüne uygun olduğunun anlaşılması halinde mahkemece yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.