17. Hukuk Dairesi 2015/16412 E. , 2018/3936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili şirkete ... Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ... Çanta İmalat San. Deri ve Tekstil Ürünleri Mk. Tic. Ltd. Şti"nin kiracı olarak bulunduğu, davalı ..."ın ise maliki olduğu işyerinde 10/12/2011 tarihinde bina ana tesisatına bağlı bir musluğun kırılması sonucu su baskını yaşandığını ve sigortalı demirbaş ve mallarda hasar oluştuğunu, 13.02.2012 tarihinde 77.525,40 TL tazminat ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen 77.525,40 TL tazminatın 6102 Sayılı TTK."nun 1472. maddesinde belirtilen halefiyet ilkesi gereğince ödeme tarihi olan 13.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; su tesisatının arızasında müvekkilinin hatalı olduğunu kabul etmediklerini, sigortalama işleminin 2 ay 10 gün önce yapıldığını, sigorta şirketinin üzerine düşen özeni göstermediğini, sigorta şirketinin risk kapsamı içindeki su sistemini de inceletip varsa eksiklik, arıza ve hata bunun giderilmesinden sonra sigorta yapması gerektiğini, kira sözleşmesinin Teslimat başlıklı özel şartlarının 4. maddesinde kiracının arızayı mülk sahibine ihbar mecburiyeti olduğunu, sigorta yaptıranın müvekkiline herhangi bir arıza-ayıp ihbarında bulunmadığını, dükkanın kiracıya sağlam olarak teslim edildiğini ve üzerinden 18 ay geçtiğini, bu zaman zarfında kiracının musluğu değiştirmiş yada zorlamış olabileceğini, su baskını olayında müvekkilinin tümüyle kusursuz olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;Davanın kısmen kabulüne ve 41.785,35 TL"nin ödeme tarihi 13/02/2012"den itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardandır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısının halefi olarak açıldığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı ... ve İflas Kanununa göre ilamsız ... yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, sigortalı işyerinde bina ana tesisatına bağlı bir musluğun kırılması sonucu yaşanan su baskını nedeniyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalı
kiracıya ödenmiş olup ödenen tazminatın işyerinin maliki olan davalıdan tahsili talep edilmiştir. Tarafların kabulünde olduğu üzere dava dışı sigortalı ... Çanta İmalat San. Deri ve Tekstil Ürün.Tic.Ltd.Şti., sigortalı işyerinin kiracısı olup davalı ise dairenin malikidir. Bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira ilişkisine dayanmaktadır. Sigortalı ile davalı arasında uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğundan davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Bu nedenle mahkemece, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği nazara alınarak, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğuna dair görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.