19. Hukuk Dairesi 2014/13946 E. , 2015/5300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mahk. Sıfatıyla)
.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. .... "in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, faturalara dayalı mal satışından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, itiraz ettikten sonra davalının 20.000 TL ödeme yaptığını, bu ödeme düşülerek iş bu itirazın iptali davasının açıldığını ileri sürerek, bakiye 351.856,23 TL"na vaki itirazın iptaline ve bu miktar üzerinden icra takibinin devamına, davalının mücerret ve yasal hiçbir dayanağı olmayan itirazındaki haksızlık ve kötüniyet nedeniyle ilk takipteki 371.856,23 TL üzerinden %20"den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkez adresi olan Ankara Mahkemeleri"nin yetkili olduğunu, davacının cari hesap ilişkisine aykırı hareket ettiğini TTK"nun 97. maddesine göre "Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır” denildiğini, davacının bunu gözardı ederek 18.12.2012 tarihinde icra takibine girişmesinin doğru olmadığını ödemelerin teamüllere göre yapıldığını, davadan sonra da 2013 Ocak ayı içinde toplam 58.000 TL daha ödeme yapıldığını, borç muaccel hale gelmediği için itiraz edildiğini, yapılan faiz hesabının da yerinde olmadığını, belirterek, davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Düplik dilekçesinde davalı vekili toplam 374.360,47 TL"lik ödeme yapılarak işbu dava konusu miktarın tamamının davacıya ödendiğini, davanın konusu kaldığını belirtmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 351.856,23 TL alacaklı olduğu konusunda ihtilafın bulunmadığı, davalının bu miktarı ödediğinin davacının da kabulünde olduğu bu nedenle itirazın iptali konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, borçlu temerrüde düşürülmediği için dava konusu alacağa reeskont faizi talebinin yerinde olmadığı, borç muaccel olmadığından temerrüt koşulları da oluşmadığından itirazın haksız sayılamayacağı, alacaklı takipte kötüniyetli olmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin de yerinde olmadığı, taraflar arasında yasal anlamda cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçeleri ile, .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/580 E. sayılı dosyasında 371.856,23 TL asıl alacaktan kalan 351.856,23 TL bakiye alacak borçlu tarafından icra takibinden sonra ödendiğinden, bu kısma yönelik itirazın iptali hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının icra inkar tazminatı ve alacağa reeskont faizi uygulanması talebinin reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle işlemiş faiz dava konusu olmadığından, başka bir anlatımla dava sadece bakiye asıl alacak hakkında açılıp harcı da bu şekilde yatırılmış olduğundan davacı vekilinin işlemiş faiz ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava; takipten sonra ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme düşülerek bakiye asıl alacağın tahsili amacıyla bu kısma yönelik itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Dava konusu yapılan bakiye alacağın davadan sonra ödenmiş olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davadan sonra yapılan ödemelerin infaz sırasında icrada nazara alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava tarihindeki haklılık durumu dikkate alınmadan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de kabul şekli itibariyle isabetsizdir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, dava konusu alacak ile ilgili olarak İİK"nun 67/1 md. uyarınca itirazın iptali ve takibin devamı yönünden hüküm oluşturulup, aynı yasanın 67/2 md. uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına ilişkin hüküm kurulmasından ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin işlemiş faiz ile ilgili temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.