Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu ........ San. Tic. Koll. Şti. hakkında 09.06.2008 tarihinde başlatılan takibin semeresiz kalması nedeni ile şirket hakkında 14.07.2009 tarihinde aciz vesikası düzenlenmiştir.
Alacaklı vekili 20.07.2009 tarihli talebi ile kollektif şirketin malvarlığına rastlanmaması nedeni ile TTK.nun 179.maddesi gereğince şirket ortakları M. D.ve Y. D.in malvarlığına haciz konulmasını istemiş ve aynı tarihte icra müdürlüğünce her iki şirket ortağının malvarlığı üzerinde haciz uygulanmasına karar verilmiştir.
TTK.nun 179.maddesinde "şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede kollektif şirketin sorumlu olacağı ve şirkete karşı icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise, yalnız ortak veya ortak ile birlikte şirket aleyhine dava açılabileceği ve takip yapılabileceği" hususu düzenlenmiştir.
Somut olayda yukarıda belirtilen kural gereği kollektif şirket hakkındaki takibin semeresiz kalması nedeniyle, öncelikle şikayetçi şirket ortağı hakkında yeni bir icra takibi yapılması gerekirken, TTK.nun 179/1 maddesi hükmüne aykırı olarak doğrudan şikayetçinin malvarlığına haciz konulması işlemi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  07.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.