2. Hukuk Dairesi 2015/24416 E. , 2016/1204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 02.07.2015 gün ve 252-14327 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
1-Davalı kadın tarafından, 03.09.2014 tarihli "davalının temyiz talebinin reddine" dair ek karar ve 27.03.2014 tarihli gerekçeli karar temyiz edilmiş, Dairemizce ek karar yönünden bir karar verilmeden gerekçeli kararın temyizi incelenmiştir.
Öncelikle; gerekçeli karar davalı kadına doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan mernis adresinde tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar. Bu bakımdan davalı kadına gerekçeli kararın tebliği usulsüzdür. Davalı kadın kararı 12.08.2014 tarihinde öğrendiğini bildirmiştir, o halde davalının bildirdiği öğrenme tarihi dikkate alınarak temyizinin süresinde olduğunun kabulü ve 03.09.2014 tarihli ek kararın kaldırılması gerekmektedir. Bu husus ilk incelemede gözden kaçtığından davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne yukarıda gösterilen sebeple 03.09.2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Gerekçeli karar yönünden yapılan karar düzeltme incelemesinde ise;
11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine eklenen 2. fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.". Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2.maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" denilmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümlerine göre öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılacak, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ise, bu kez muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresi bilinmiyor diyerek doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davranış Anayasanın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir.
Mahkemece, davalı kadının bilinen en son adresi araştırılmadan dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü ve tahkikat aşamasına geçildiği doğrudan davalının mernis adresine Tebligat Kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir. Bu durumda dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü ve tahkikat aşamasına geçildiğine dair tebliğleri usulsüz olup, davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. O halde mahkemece öncelikle Tebligat Kanununun 10/2. maddesi gözetilerek davalının bilinen en son adresi tespit edilerek dava dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden tebligatların doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre çıkartılması usul ve yasaya aykırıdır (HGK. 17.12.2014 tarih, 2013/1372 esas, 2014/1065 karar). Ne var ki, ilk inceleme esnasında bu husus gözden kaçırılarak gerekçeli karar farklı gerekçe ile bozulduğundan, davacının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kabulü ile Dairemizin 02.07.2015 tarih ve 2015/252 esas, 2015/14327 karar sayılı bozma ilamının gerekçesinin değiştirilmek suretiyle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ;Yukarıda gösterilen sebeple, davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 02.07.2015 tarih ve 2015/252 esas, 2015/14327 karar sayılı bozma ilamının gerekçesinin değiştirilmek suretiyle BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.01.2016 (Perş.)