Esas No: 2021/5233
Karar No: 2022/707
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/5233 Esas 2022/707 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/5233 E. , 2022/707 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu malına zarar verme, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık ...’nin yokluğunda verilen kararın savunmasında bildirdiği adresin aynı zamanda mernis adresi olması nedeniyle Tebligat Kanunu 21. maddeye göre muhtara 23.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, UYAP’tan yapılan incelemede gerekçeli kararın tebliğ edildiği 23.02.2016 tarihinde sanığın cezaevinde başka suçtan hükümlü olduğu bu nedenle yapılan tebligatın geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında, sanık ...’nin 18.04.2016 tarihindeki temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek ve Gaziosmanpaşa 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 20.04.2016 günlü temyiz isteminin reddine dair ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Suç tarihinde Özel ... Hastanesinde görevli olup kamu görevlisi niteliğinde olmayan mağdurlar ..., ..., ..., eylemlerinin TCK 86/2. maddesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı ve uzlaşma kapsamında olan basit yaralama suçunu oluşturduğu, mağdurlar ..., ..., ...’nün yargılama aşamasında şikayetçi olmadıklarını söyledikleri anlaşılmakla, sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ...’ye yönelik eylemleri bakımından düşme kararı verilmesi yerine yazılı biçimde mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; bu yönde kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği mümkün görülmekle yapılan incelemede;
14/04/2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 TL'ye (dahil) kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında yaralama suçlarından dolayı tayin edilen 3.000 TL olan adli para cezalarına ilişkin hükümlerin cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, sanık ...’un temyiz itirazının tebliğnameye aykırı olarak CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik yaralama suçundan kurulan hükümlerin incelemesinde;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulaması yönünden, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararın ve 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasa'nın 10. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’nin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında kamu malına zarar verme ve sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..., ...'ye yönelik yaralama suçundan kurulan hükümlerin incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıkların Özel ... Hastanesine ait bulunan camları ve bilgisayarları kırarak zarar vermeleri şeklindeki eylemde, TCK’nın 152/1-a maddesinde öngörülen kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina veya diğer eşya kapsamında değerlendirilemeyeceğinin anlaşılması karşısında yargılama konusu eylemin aynı kanunun 151/1. maddesi kapsamındaki basit mala zarar verme suçunu oluşturduğunun gözetilip öncelikle özel tüzel kişiliğine sahip Özel ... Hastanesinin TCK 73. madde kapsamındaki şikayet şartını gerçekleştirip gerçekleştirmediği kesin olarak belirlenip tespit edildikten sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sanıklar ... ve ... hakkında yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2-Mala zarar verme suçunda, şikayetin yetkili kimseler tarafından ve süresinde olduğunun tespiti halinde ise, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile aynı maddenin 3. fıkrasında uzlaştırmaya engel olan etkin pişmanlık hükmünün kaldırılmış olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 151/1. maddesinde tanımı yapılan mala zarar verme suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Somut olayda, sanık ...’nin suç tarihinde Özel ... Hastanesinde görevli olup kamu görevlisi niteliğinde olmayan mağdurlar ..., ..., ..., ...'ye yönelik eylemlerinin TCK 86/2. maddesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı ve uzlaşma kapsamında olan basit yaralama suçunu oluşturduğu, mağdurlar ..., ..., ...’nün yargılama aşamasında şikayetçi olmadıklarını söyledikleri, mağdur ...’nin ise soruşturma aşamasında şikayetçi olup, kovuşturma aşamasında ulaşılamadığı için dinlenmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde sanık ... hakkında mağdur ...’ye yönelik yaralama suçundan TCK 86/2 maddesi ile hüküm kurulması ile yetinilmesi gerektiği, mağdurlar ..., ..., ...’ye yönelik eylemleri bakımından ise sanık ... hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'nin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.