(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2019/2418 E. , 2020/381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Giresun İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
Davacı İstemi :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı ..."na ait ... plaka sayılı dolmuş aracında 01/07/2014 tarihinden iş aktine haksız olarak son verilen 20/01/2017 tarihine kadar hizmet akdine bağlı ve kesintisiz olarak çalışmasına rağmen müvekkilinin sigortalılığının davalı işveren tarafından SGK"ya bildirilmediğini belirterek davacının davalı iş yerinde 01/07/2014 tarihi ile 21/01/2017 tarihleri arasında kesintisiz olarak ayda 30 gün çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı Cevapları :
Davalı cevap dilekçesinde özetle, davacının kendi taşıma minibüsünde çalışmadığını, davacı ile aralarında işçi-işveren ilişkisinin olmadığını, davacının zaman zaman durağa gelerek imkan ve fırsat doğması halinde şoför arkadaşlarının yerine ara eleman olarak servise çıktığını, bu hizmetinden dolayı belli bir ücret aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Feri müdahil vekili dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacı ile aynı dönemde aynı dolmuş durağında olan ve ihtilaflı dönemin başı, ortası ve sonunda çalışmaları olduğu anlaşılan araç malikleri ile şoförlerinin ortak ve birbirine uyumlu beyanları, kolluk araştırması, kooperatiften gelen yazı cevabı trafik ceza tutanakları birlikte değerlendirildiğinde, dosyaya celp edilmiş olan davacıya ilişkin SGK hizmet dökümüne göre davacının dava konusu ettiği dönem itibari ile davalı işyerinden ya da başka herhangi bir işyerinden bildirilmiş sigortalı çalışması bulunmadığı, Kurum kayıtları uyarınca davalı işveren adına işlem gören 1009890 sicil numaralı işyerinde 01.05.2006 tarihinden itibaren sigortalı çalıştırmaya başlayarak kanun kapsamına alındığı, halen faal olduğu, işyeri dönem bordrosuna göre davalı işyerinde yalnızca ... isimli sigortalı çalışan bulunduğunu, davacı hakkında davalıya ait ... plakalı araca ilişkin düzenlenen 11.10.2014, 09.12.2014 ve 28.07.2015 tarihli trafik cezası tutanakları, davalı asilin 12.07.2017 tarihli duruşmada davacının 01.07.2014-21.01.2017 tarihleri arasında 0191 plakalı aracında ara şoför olarak çalıştığını söylemesi, tanıkların ifadelerinde davacının davalıya ait dolmuşta haftanın 5 günü çalıştığını bildirdikleri dikkate alınarak davacının tespit talep ettiği 01.07.2014-21.01.2017 tarihleri arasında davalı işverene ait ... plakalı dolmuşta şoför olarak çalıştığı ve bu çalışmasının haftada 5 gün dolayısıyla ayda 20 gün olacak şekilde kısmi süreli olarak gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; “dinlenen tanık beyanları, yapılan kolluk araştırması ve davacının davalıya ait araçta çalışırken tutulan ceza tutanaklarına göre davalıya ait dolmuşta hizmet aktine tabi çalıştığı anlaşılan davacının açtığı davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun duruşma açılmadan HMK."nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği …” gerekçesiyle, Feri müdahil vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.
E)Temyiz;
Feri müdahil vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yargıtay içtihatlarında belirtilen şekilde araştırma yapılması gerektiğini, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle gerekli inceleme ve araştırma yapılarak resmi kayıtlarla doğrulanmayan tanık beyanları ile yeterince ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının yedek şoför olarak durakta çalıştığı, dosya arasına alınan durak şoförleri listesinde isminin bulunmadığı, davalı işyerinden herhangi bir bildiriminin bulunmadığı, davacının şoförlüğünü yaptığını belirttiği ... plakalı aracın asıl şoförünün ... olduğu ve hizmet bildirimlerinin tam olarak yapıldığı, tanık anlatımlarından davacının haftanın beş günü 12:00-13:00 ten 19:30 a kadar yedek şoför olarak çalıştığı, hafta sonları çalışmadığı, nöbet günlerinin olduğu,akşam saatlerinde dolmuş sayısının azaldığı, ayrıca davacının son dönemde değnekçi olduğuna dair de beyanda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalıya ait ... plakalı dolmuşun günde kaç saat çalıştığı belirlenmeden, davacının başka dolmuşlarda çalışıp çalışmadığı ortaya konmadan ve davacının çalışma döneminin sonlarında değnekçi olup olmadığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Yapılacak iş,dolmuş durağında araçların çalışma çizelgesinin olup olmadığını sormak, davacının başka dolmuşlarda da şoför olarak çalışıp çalışmadığının ortaya konulması amacıyla durakta çalışan şoförlerden ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu kapsamda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının davalı Kurum yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.