12. Ceza Dairesi 2017/2314 E. , 2018/1892 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
Hükümler : 1- Sanığın hakaret suçundan dolayı TCK"nın 125/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 125/1, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanığın özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK"nın 134/2, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Sanığın tehdit suçundan dolayı TCK"nın 106/1-1, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 22.12.2015 tarihinde hakaret suçundan dolayı doğrudan hükmedilen 1500 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 254. maddesinin 1. fıkrası gereğince uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmek suretiyle hükmün bozulmasını öneren tebliğnamedeki görüşe, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun hüküm tarihinden önce de uzlaşma kapsamında olduğu, soruşturma evresinde mağdurun uzlaşmak istemediğini ifade ettiği ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı, adli soruşturmanın başladığı tarihten hüküm tarihine kadar geçen yaklaşık 3 yıl 3 günlük süre içerisinde gerek sanığın gerek şikayetini devam ettiren mağdurun uzlaşma konusunda bir çabaları ve dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı dikkate alındığında, bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağı gelinen aşama itibariyle açıkça anlaşıldığından iştirak edilmemiştir.
Temel ceza belirlenirken, TCK"nın 61/1. madde ve fıkrasında yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun"un 3/1. madde ve fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, mağdurun özel görüntülerini internet üzerinden ifşa eden sanık hakkında, asgari hadden ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni olarak kabul edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın savunma hakkının kısıtlandığına, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, sübuta, haksız tahrik hükmünün uygulanmamasına, ceza miktarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
C) Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK"nın 106/1-1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre tehdit suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.