Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2353
Karar No: 2019/7937
Karar Tarihi: 11.12.2019

Silahlı terör örgütüne üye olma - Silahlı terör örgütüne yardım etme - Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi - 6136 sayılı Kanuna muhalefet - devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/2353 Esas 2019/7937 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2019/2353 E.  ,  2019/7937 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütüne
yardım etme, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak
bulundurulması veya el değiştirmesi, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma
Hüküm : I-Sanık ... hakkında; TCK"nın 314/3 ve 220/7 maddesi yollamasıyla 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 63, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet,

İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre sanık ... yönünden duruşmalı, sanıklar ..., ... ve ... yönünden ise duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Türk hukukunda, 20.07.2016 tarihinden itibaren istinaf kanun yolu fiilen uygulanmaya başlamıştır. Buna göre artık bu tarihten itibaren İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen kesin olmayan nihaî kararlara karşı önce istinaf kanun yoluna başvurulacaktır. İstinaf mahkemeleri hem hüküm mahkemesi hem de denetim mahkemesi olarak faaliyet gösterecektir.
İstinaf, İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen kararların hem olay yönünden hem de hukuki yönden üst dereceli mahkeme tarafından denetlenmesidir. İstinaf kanun yoluna başvurulduğunda ceza davası üst dereceli İstinaf Mahkemesi (Bölge Adliye Mahkemesi) tarafından ikinci kere incelenerek yerel mahkemenin kararı denetlenir.
İstinaf kanun yolu, İlk Derece Mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur. İstinaf kanun yolunun uygulanması durumunda, ilk derece mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulacak, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulabilecektir.
Temyiz ise, istinaf mahkemesi kararlarının hukuki denetim açısından incelenmesini amaçlayan bir kanun yoludur. Yeni kanun yolu sisteminin uygulanmaya başlaması halinde, adlî yargıda yargılamamız üç aşamalı olacaktır. Önce Mahkemede İlk Derece yargılaması yapılarak karar verilecek; ardından Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi yapılacak; son olarak da Yargıtayda temyiz incelemesi gerçekleştirilecektir. Bu şekilde kanun koyucu; üç dereceli bir inceleme sistemi kurarak, ceza davası neticesinde verilen kararın yeterince denetlenmesi sağlanmak istenmiştir.
CMK, İlk Derece yargılaması ile temyiz yargılaması arasına istinafı yerleştirerek, hem Yargıtayın içtihat mahkemesi konumunu güçlendirmeyi hem de mahkemelerin son kararlarının yalnızca hukuki sorun değil, maddi sorun açısından da sağlıklı bir şekilde denetlenmesinin yolunu açmayı öngörmüştür. Böylece istinaf kanun yolunun yürürlüğe girmesiyle, Yargıtayın gerçekten hukuki derece kanun
yolunu teşkil etmesi ve maddi vakıa denetimi yapmaması amaçlanmaktadır.
Yargıtay üçüncü derece olarak yapacağı incelemede, ispat konusu olayın sübuta erdiği varsayımından hareket edecek, yerel mahkemenin vicdani kanaatine göre vardığı olay belirlemesine dokunamayacaktır. Ancak Yargıtay, mahkemenin belirlediği olayın hukuk normları karşısındaki durumu konusunda yaptığı hukuki değerlendirmeyi ve ondan çıkarttığı hukuki sonuçları denetleyecektir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2016 tarih ve 2016/45 E. - 2016/252 K. sayılı kararı ile;
“Sanık ...’ın, silahlı terör örgütüne üye olma, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi,
Sanık ...’ın ise silahlı terör örgütüne üye olma”,
Suçlarından mahkumiyetlerine hükmolunmuş, karara karşı sanıklar müdafileri ve sanık ...’ın eşi tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 16. Ceza Dairesi 06.02.2017 tarih ve 2016/6422 E. - 2017/404 K. sayılı ilamında özetle;
“Sanıklar hakkında, 22.09.2015 günlü eylemlerine yönelik Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/452 esas sayılı dosyasında, TCK"nın 302/1. maddesinde düzenlenen “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan yargılamanın derdest olduğu, sanıklara yüklenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olup TCK"nın 302/1. maddesinde düzenlenen suç ile de geçitli olduğu, diğer yandan TCK"nın 174. maddesinde düzenlenen “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi” suçunun meydana gelebilmesi için anılan maddede sayılan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesinin yeterli kabul edildiği, mütemadi suçlardan olan bu suçta temadinin kesildiği en son bulundurma tarihine kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç oluşturacağı da nazara alındığında, suç, iddianame ve yakalanma tarihleri de göz önünde bulundurularak olaylar arasında hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığının tespiti bakımından dosyaların birleştirilmesi ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini,
Ayrıca aşamalarda alınan ifadelerinde "YPG’ye katıldıktan sonra Amed (Kod) adlı tabur komutanının şoförlüğünü yaptığını ve ondan aldığı talimat üzerine sınırı geçerek Türkiye"ye geldiğini" beyan eden sanık ..."ın suç tarihinde üzerinde ve içerisinde yakalandığı arabada yapılan aramada ele geçen ve kendisine ait olduğunu beyan ettiği silahları taşıması şeklinde gerçekleşen eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi kapsamında kaldığı ve ele geçen silahların sayısı da gözetilip alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği,
Sanık ... hakkında, TCK"nın 174/1. maddesi uyarınca tayin olunan "4 yıl" hapis cezasından 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesi ile 2/3 oranında artırım yapılırken "6 yıl 8 ay" yerine hesap hatası sonucu "5 yıl 4 ay" hapis cezasına hükmedilmesini”,
Gerekçe göstererek, Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2016 tarih ve 2016/45 E. -2016/252 K. sayılı kararının bozulmasına yönelik hüküm kurmuştur.

Bozma kararı üzerine, Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/452 esas sayılı dava dosyası ile yargılamaya konu olan bu dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda, yeni deliller değerlendirilerek dosya kapsamına göre;
“Sanık ..."ın, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından mahkumiyetine, devletin birliğini ve ülke bütünlüğün bozma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına;
Sanık ..."ın, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan beraatine, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına;
Sanık ...’in, silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkumiyetine,
Sanık ...’in, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından mahkumiyetine”,
Karar verilmiş, bu kez de sanık müdafileri tarafından mahkumiyet hükümlerine yönelik, o yer Cumhuriyet savcısı tarafından ise, sanıklar ... ve ..."ın üzerlerine atılı TCK"nın 302 ve 174. maddelerinde düzenlenen suçlardan dolayı verilen beraat ve hüküm kurulmasına yer olmadığı kararlarına yönelik olarak bozma istemli kanun yoluna başvurulmuştur.
Bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında;
20.07.2016 tarihi itibariyle, istinaf mahkemelerinin uygulamaya girmesiyle birlikte artık adlî yargıda, üç aşamalı yargılama sistemine geçilmesi, yeni kanun yolu sisteminde, öncelikle ceza davasında, İlk Derece Mahkemesinde bir yargılama yapılarak karar verilmesi, ardından kanun yollarına başvurma hakkına sahip olanların süresi içinde kanun yollarına başvuruda bulunmaları halinde, üst dereceli İstinaf Mahkemesi (Bölge Adliye Mahkemesi) tarafından ikinci kere inceleme yapılarak, kararın hem maddi hem de hukuki yönden denetiminin yapılması, son olarak da yine süresi içerisinde kanun yollarına başvurma hakkına sahip olanların temyiz sebeplerini gösterir dilekçe vermeleri halinde Yargıtayca temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Bu aşamalardan biri, usul hukukuna uygun bir şekilde sonlandırılmadan bir sonraki aşamalara geçilemeyeceği de hukuken şüpheye yol açmayacak şekilde açıktır.
Bu nedenlerle;
O yer Cumhuriyet savcısının, sanıklar ... ve ..."ın üzerlerine atılı TCK"nın 302. maddesinde düzenlenen “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçuna ilişkin verilen “hüküm kurulmasına yer olmadığına” dair kararına yönelik olarak bozma istemli kanun yoluna başvurması, anılan kararların da mahkemece, istinafların yürürlüğe girdiği tarih olan 20.07.2016 tarihinden sonra verildiği nazara alındığında, öncelikle o yer Cumhuriyet savcısının bozma istemli talebinin CMK"nın 260. maddesi kapsamında Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilip bir karar verilmesi akabinde istemde bulunulması halinde temyiz
isteminin değerlendirilmesi gerektiğinden dosyanın iadesi için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










TEFHİM ŞERHİ:


11.12.2019 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..."in huzurunda, duruşmada savunma yapmış bulunan sanık ... müdafii Av. ...’ın yokluğunda, 18.12.2019 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.













 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi