Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13869
Karar No: 2015/14994
Karar Tarihi: 21.12.2015

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/13869 Esas 2015/14994 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/13869 E.  ,  2015/14994 K.

    "İçtihat Metni"

    .....
    Davacı ... .... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/02/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 30/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu, 2014 yılının eylül ayından itibaren davacının eşi ile olan tatil, gezme fotoğraflarını facebook sayfasından yayınladığını, davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davacının, eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2010 yılında aleyhine tazminat davası açtığını, davacı lehine manevi tazminata hükmedildiğini belirterek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, daha önce aynı nedenle davacı tarafından davalı aleyhine ..... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/613 esas, 2012/189 karar sayılı dosyasında açılan davanın kısmen kabul ile sonuçlandığı, söz konusu dosyada verilen kararın bu dosyadaki dava için kesin hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Davacı tarafça iş bu davaya konu edilen hususların yukarıda belirtilen mahkeme hükmüne konu olaylardan ayrı ve sonrası dönemde gerçekleştiği iddia edilmekle, kesin hükmün varlığından bahsedilemez.
    Uyuşmazlığın esası incelendiğinde ise; TMK.nun 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Yasanın 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
    Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunundaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir.
    TBK 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine TBK 58. maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.
    ....

    Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir.
    Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK.nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK. daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir.
    Davalının eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince, davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Söz konusu Yasada yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir.
    6098 sayılı TBK"nın müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Zira, söz konusu Yasanın 61. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilen sorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal duruma göre, davalı zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamda iştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için, eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir.
    Açıklanan nedenlerle, TBK"nın 58. maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Şu durumda, davacının manevi tazminat talebi esastan reddedilmesi gerekir ise de, kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karar sonuç olarak doğrudur. O nedenle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/9. maddesi uyarınca gerekçe değiştirilerek karar onanmalıdır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilmesine ve bu açıdan temyiz itirazları reddedilerek kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 21/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    (M) (M)


    ....

    KARŞI OY YAZISI

    Davacı, dava dışı eşi ile evlilik dışı ilişki yaşayan ve bu beraberlikten çocuk sahibi olan davalı hakkında açtığı.... Mahkemesinin 2010/613 esas sayılı davada kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş ve kısmen kabul ile sonuçlanan dava 30/04/2012 tarihinde kesinleşmiştir.
    Davacı davalının eşi ile ilişkisinin bu davadan sonra da devam ettiğini ve ..... adlı sosyal paylaşım sitesinde ilişkinin sürdüğüne ilişkin fotoğrafları yayınlayarak psikolojik ve sosyal kişilik değerlerine saldırıda bulunduğunu belirterek temyize konu bu davada manevi tazminat talep etmektedir. Dava dilekçesindeki ve yargılama aşamasındaki açıklamalardan davanın kesinleşen manevi tazminat hükmünden sonra gelişen olaylara dayandığı, tarafları aynı olsa da dava sebebinin farklı olduğu anlaşılmakta olduğundan kesin hükümden sözedilemez.
    Mahkemece yapılacak iş gelişen ve süregelen olayları değerlendirerek ve işin esasını inceleyerek hüküm kurmaktır. Kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun davanın esastan reddi gerektiği görüşü ile mahkeme kararının gerekçesini değiştirerek onama görüşüne katılmıyoruz. 21/12/2015









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi