Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10345
Karar No: 2017/3697
Karar Tarihi: 25.05.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/10345 Esas 2017/3697 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/10345 E.  ,  2017/3697 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 167 ada 1, 175 ada 1 ve 178 ada 17 parsel sayılı sırasıyla 1.058.18, 918.07 ve 1.194,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/5"er payla Gülizar ve ... ile ölü oldukları beyanlar hanesinde belirtilmek suretiyle İbrahim, ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içerisinde; irsen intikal, hibe, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ...paylarının iptali ve taşınmazların İbrahim, ... ve ... adlarına tespit ve tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... ve ..."ın davacı dışındaki mirasçıları aynı taleple davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne, müdahillerin davalarının kabulüne, çekişmeli 167 ada 1, 175 ada 1 ve 178 ada 17 parsel sayılı taşınmazların tespitinin iptali ile payları oranında İbrahim, ... ve ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... (Ardal) tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ..., dava konusu taşınmazların kök muris ... tarafından oğulları İbrahim, ... ve ...’a hibe edilmek suretiyle devredildiğini, kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmazlara ait eski tapu kayıtları sunulmasına rağmen davalılar ... ve ...’a da pay verildiğini belirterek dava konusu taşınmazlardaki ... ve ... payının iptali ile İbrahim, ... ve ... adlarına tescili talebiyle dava açmış, dava dilekçesi ekinde 04.09.1984 tarih, 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarını sunmuştur. Yargılama sırasında İbrahim, ... ve ...’ın diğer mirasçıları aynı taleple davaya katılmışlardır. Davalı ... (Ardal), dava konusu taşınmazların babası ...’dan intikal ettiğini, kendisinin de hakkı olduğunu, eğer iddia edildiği gibi devir söz konusu ise kızlardan mal kaçırmak için yapılan devrin muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ... ise, kadastro tespitinin yanlış olduğunu, dava konusu taşınmazlarla ilgisi olmadığını, taşınmazların İbrahim, ... ve ... adlarına tescilini istediğini belirtmiş, aleyhinde verilen kararı da temyiz etmemiştir. Mahkemece; muris ..."ın dava konusu taşınmazları sağlığında oğulları ..., Murat ve İbrahim’e bağışladığı, taşınmazları bu kişilerin kullandığı, davalıların bir kullanımının olmadığı, ..."ın taşınmazları ölene kadar kullandığı, sağılığında kızlarına da inek ve petek verdiği, muris Hasan’ın sağlığında yapmış olduğu bu işlemlerin mal varlığının taksimine yönelik olduğu, 1 sıra numaralı tapu kaydının 167 ada 1 ve 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara, 2 sıra numaralı tapu kaydının da 178 ada 17 parsel sayılı taşınmaza uyduğu, tapuların geldi kayıtları incelendiğinde; İbrahim oğlu ... payının satış yoluyla oğullarına geçtiği, en son tedavül ile ..., Murat ve İbrahim paylarının eşit olduğu, böylece her ne kadar tapuda satış gözükse de taşınmazların 1950 yılında ... tarafından erkek evlatlarına bağışlandığı, davalı ... tarafından muvazaa iddiası ileri sürülmüş ise de tapuda pay devrinin üzerinden tespit tarihine kadar 50 yıla aşkın zamanın geçtiği, taşınmazların ...... mirasçıları tarafından kullanıldığı göz önüne alındığında, muvazaa iddiasının değer ifade etmediği, kaldı ki miras hakkına karşılık, davalılara da menkul mallar verildiği, böylece davalıların dava konusu taşınmazlarda bir hakkının kalmadığı, davacı ..."in kendi murisi dışında amcaları adına dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne, müdahillerin davalarının kabulüne, çekişmeli 167 ada 1, 175 ada 1 ve 178 ada 17 parsel sayılı taşınmazların tespitinin iptali ile payları oranında İbrahim, ... ve ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmazlara uyduğu kabul edilen davacı dayanağı 04.09.1984 tarih, 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmemiş, başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği de araştırılmamıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerinden tapu kayıtlarının hudutları sorulmuş ise de; hudutlar soyut şekilde anlatılmış, 1 sıra numaralı tapu kaydının kuzeyinde okunan şahıs tarlasının çekişmeli 167 ada 1 ve 175 ada 1 parselin güneyinde, güneyde okunan şahıs tarlasının ise bu parsellerin kuzeyinde bulunduğu beyan edilmiş, fen bilirkişi raporunda anlatılan hudutlar gösterilmiş ise de beyanların doğruluğu tüm komşu parsel tutanak ve varsa dayanakları getirtilmek suretiyle denetlenmemiş, yine 2 sıra numaralı tapu kaydının kuzey, güney ve batı hududunda okunan “dere” için 178 ada 17 parselin batısından aşağıya doğru nehir bulunduğu şimdi ormanın içinden aşağı doğru devam ettiği, doğusunda okunan “...” için doğuda bu kişiye ait arazilerin bulunduğu beyan edilmiş, fen bilirkişi raporuna ek krokide, belirtilen hudutlar işaretlenmediği gibi rapor içeriğinde de bu tapu kaydına ilişkin her hangi bir açıklamada bulunulmamış, mahkemece neye istinaden bu tapu kaydının 178 ada 17 parsel sayılı taşınmaza uyduğunun kabul edildiği anlaşılamamıştır. Bu şekilde yetersiz mahalli bilirkişi, tespit bilirkişi beyanları ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; davacı dayanağı 04.09.1984 tarih, 1 ve 2 sıra numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte Tapu Arşiv Daire Başkanlığından getirtilerek dosya içerisine alınmalı, söz konusu kayıtların dava dışı başka parsellere revizyon görüp görmediği Tapu Müdürlüğü’nden sorulmalı, dava konusu taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile varsa tespite esas dayanak kayıtları getirtilmeli, akabinde çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler, tespit bilirkişilerinin tümü ve tarafların listelerinde yer alan tanıkları ile mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacı dayanağı tapu kayıtları yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri, düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kayıtlarının uyup uymadığı komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla da denetlenmeli, tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edildiği takdirde, dosya içerisinde bulunan tapuların iktisap sebebinden taşınmazların davacı tarafa kök muris Hasan Ardal’ın satışı ile geçtiği ve davalı ...’ın muvazaa iddiasında bulunduğu
    göz önüne alınarak satışın muvazaalı olup olmadığı hususunda araştırma yapılmalı, tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uymadığı tespit edildiği takdirde ise, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından kök muris ...’ın dava konusu taşınmazları oğulları İbrahim, ... ve ...’a sağlığında hibe edip etmediği, hibe ettiyse aynı zamanda zilyetliği devredip devretmediği, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin en evvelinden beri kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü sorulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, tapusuz taşınmazlarda mülkiyet naklinin ancak zilyetliğin devri suretiyle gerçekleşebileceği de dikkate alınarak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeksizin eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
    25.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi