20. Hukuk Dairesi 2016/4175 E. , 2017/9027 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereğidüşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...köyü...ada 1,... ada 5, ... ada 13 parsel sayılı sırasıyla 5118,29, 38473,04 ve 67314,78 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece,... ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın feragat nedeniyle reddine,...ada 1 ve ... ada 13 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kısmen kabul kısmen reddine, kadastro tesbitlerinin iptaliyle 15/05/2010 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli 1 nolu krokide (A) harfiyle işaretli 2776,79 m²"lik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı rapora ekli 2 nolu krokide (C) harfiyle işaretli 1928,15 m² ve (D) harfiyle işaretli 4189,06 m²"lik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.05.2012 tarih, 2012/2376-7506 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""...Mahkemece çekişmeli...ada 1 parselin (A), ... ada 13 parselin ise (C) ve (D) harfiyle işaretli bölümleri üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle edinme koşullarının oluştuğunun belirlendiği gerekçesiyle bu bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazlar sınırında 101 ada 1 sayılı orman parseli bulunmasına rağmen çekişmeli taşınmazların öncesinin orman olup olmadığı araştırılmamıştır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, davacı ve miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Yasanın 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, reddine karar verilen çekişmeli taşınmaz ve taşınmaz bölümler hakkında da sicil oluşturulmamış olması doğru görülmemiştir..."" denilmiştir.
Mahkmece, dava konusu...ada 1 parsel numaralı taşınmazın fen bilirkişisinin 15.05.2010 tarihli krokili raporunda gösterdiği (A) kısmının (2776,79 m2"lik) sulu arazi niteliğinde en son parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya tesciline, kalan kısmı olan (B) kısmının feragat nedeniyle reddi ile (B) kısmının 2341,50 m2 olarak aynı ada ve parsel numarası ile tespit gibi davalı Hazine adına tapuya tesciline,
Dava konusu ... ada 13 parsel numaralı taşınmazın fen bilirkişisinin 27.12.2014 tarihli krokili raporunda gösterdiği (C) kısmının (12074,28 m2"lik) iptali ile Hazine adına orman niteliğinde 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı olarak 101 ada 1 parsel numarası ile tapuya tesciline, kalan kısmının ise 55240,5 m2 olarak aynı ada ve parsel numarası ile tespit gibi davalı Hazine adına tapuya tesciline,Fen bilirkişisinin 27.12.2014 tarihli krokili raporunda gösterdiği (A) ve (B) harfleriyle gösterilen kısımlar paftasında yol olarak gösterildiğinden bu kısımlar yönünden açılan davanın iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına,
Vaki feragat nedeniyle davacının davasının... ada 5 parsel yönünden reddine, dava konusu Şırnak ili, Uludere ilçesi, Gülyazı Köyü Pinişan Mevkii... ada 5 parsel numaralı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 07/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.